03.02.2020 / Kuraklık ve Vahşi Sulama Gölleri Kuruttu


“Türkiye Tabiatı Koruma Derneği” (TTKD)
Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, son yıllarda hızla artan küresel iklim değişiklikleri, kuraklık, vahşi tarımsal sulamalar gibi nedenlerle hızla su kaybeden göllerin deprem yaşadığını söyledi.

Kuraklık
Dr. Kesici, son 30 yılda 10 gölün tamamen kuruduğu “Göller Bölgesi”nde “Eğirdir”, “Beyşehir”, “Burdur”, “Salda” gibi diğer göllerin tümündeki su seviye kaybının yüzde 60’ı bulduğunu açıkladı.

Kesici, “2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü” dolayısıyla yaptığı açıklamada, son 50 yılda birçok gölün kuruduğu “Göller Bölgesi”ne dikkati çekti. “Göller Bölgesi”ndeki göllerin birbirine bağlı olduğunu belirten Dr. Erol Kesici, şöyle konuştu:

“Buna ister yaşam bağı, ister göbek bağı denilsin, ‘Eğirdir Gölü’nün başı ağrırsa ‘Beyşehir”in de, ‘Karacaören’in de başı ağrır. Göllerimiz ve bölgemiz deprem bölgesinde. Göllerin suları, yeraltı sularının ve kayaçların güvencesidir, tutkalıdır, bütünlüğü korunmalıdır.”

Yüzde 60 Su Kaybı

Göllerdeki depremin temel nedeninin insan olduğunu belirten Dr. Kesici, “Son yıllarda ‘Göller Yöresi’ndeki göllerimizin birçoğunda neredeyse yüzde 60 su kayıpları söz konusudur. Göllerimiz dünden bugüne kötü yönetimin, popülist bakışın felaketini yaşamıştır. Bugün bir zamanlar dünyanın en çok sayıda doğal göllerine sahip olan yöremiz maalesef bugün çok zor durumda” dedi.

Göller Bölgesi’nde 10 Göl Yok Oldu

Dünyanın en çok doğal gölüne sahip “Göller Bölgesi”nde son 30 yıl içinde irili ufaklı 10’dan fazla gölün kuruduğuna işaret eden Erol Kesici, “Türkiye’nin en büyük tatlı su gölleri olan ‘Beyşehir’ ve ‘Eğirdir’ göllerinde ortalama su seviyeleri yüzde 60 oranında azalmıştır. Başta milli park da olan ‘Kovada Gölü’ ve çok sayıdaki göllerimiz aşırı kirlilik nedeniyle kullanılamama ve kuruma sürecindedir. Ülkemizin beşinci büyük doğal tatlı su gölü olan ‘Akşehir’ kuruyalı, haritadan silineli 10 yılı geçti” diye konuştu.

Önlemek İçin Neler Yapılmalı?

Gölleri besleyen dereler, çaylar üzerine kurulan baraj, gölet, set projeleri ve regülatörlerle göllerin baraja dönüştürülmemesi gerektiğini belirten Dr. Erol Kesici, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Göllerin drenaj alanındaki gübreleme ve pestisit uygulamalarıyla tarım alanlarından dönen suların, yerleşim alanlarının çok yoğun kanalizasyon atıklarıyla, sanayi atıklarının göllere ulaşımı mutlaka engellenmelidir. Bölgedeki bu atık kaynaklarının arıtma ve filtre sistemleri günün teknolojik koşullarına göre yapılandırılmalı ve çalıştırılmalıdır. Havzadaki tarım şekli ve su kullanımı ekolojik tarıma göre düzenlenmelidir.”

Kıyı Çizgisi ve Peyzajı Korunmalı

Kesici, göllerde kaçak kamış ve saz kesimi, yakımı, toplanması ve çeşitli nedenlerle bu yerlerde arazi açılması, otlatma, yol yapımı gibi etkinliklere izin verilmeyerek göl kıyı çizgisi ve peyzajının korunması gerektiğini söyledi.

Aydınlık Gazetesi - 03.02.2020, Pazartesi