04.05.2021 / Marmara’daki Büyük Tehlike: Felç Bile Geçirebilirsiniz


Marmara’da deniz salyası olarak bilinen müsilaj yaygın olarak görülmeye devam ederken, Doç. Dr. Muharrem Balcı’dan korkutan açıklama geldi.
Marmara'da Büyük Tehlike
“Marmara Denizi”nde sık sık ortaya çıkan deniz salyası olarak bilinen müsilaj, deniz yüzeyini kaplayarak hem deniz canlılarının hem de vatandaşların hayatını olumsuz etkiliyor. Her geçen gün etkisini artıran deniz salyası, tedirgin ediyor.

“Küresel Isınmanın Etkilerini Yaşıyoruz”

Deniz salyasının bu şekilde artışının insan sağlığı üzerinde de etkili olacağını belirten “İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı” öğretim görevlisi Doç. Dr. Muharrem Balcı, “Deniz salyası, deniz ortamında oluşan mikroorganizmaların aşırı artış göstererek ortama salgıladıkları organik bileşikler sonucunda oluşuyor. Bu organik bileşikler suyla temas ettiklerinde şişiyor, gözle görünür hale geliyor ve deniz salyası oluşuyor. Deniz salyasının oluşması için bazı özel koşullara ihtiyaç vardır. Bu özel koşullar için yüksek derecede azot ve fosfat girdisi ve su sıcaklığına ihtiyaç vardır” diye konuştu.

“Yetkililer Bir An Önce Bu Kirlilik Kaynağını Tespit Etmeli”

Deniz salyasının son zamanlarda artış göstermesinin nedeninin deniz kirliliği olduğunu kaydeden Doç. Dr. Balcı, “Son zamanlarda artış gösteren deniz salyası süreci yaklaşık 20 yıllık bir süreyi kapsar. Deniz salyası küresel ısınmanın bir sonucudur. Normalde deniz salyası mevsimsel olarak belli bir oranda artar. Hatta bu iyi bir şeydir. Ancak şu an geldiğimiz noktada insan etkisi ile birlikte koşullar bozulduğu için deniz salyasında artış yaşanıyor. Bu artış ile birlikte devreye bakteriler de giriyor ve sonuçta deniz salyası oluşuyor. Son zamanlarda bu kadar artış göstermesinin nedenlerinden biri denizlerimizin çok kirli olması. Yetkililerin bir an önce bu kirlilik kaynaklarını tespit etmesi lazım. Bizler bu kirlilik kaynaklarını bilinenler ve bilinmeyenler olarak ikiye ayırıyoruz. Derin deşarjla, sanayi atıkları, evsel atıklar bir de üzerine küresel ısınmanın etkilisiyle deniz suyu sıcaklığındaki artış eklenince deniz salyası aşırı artış göstermeye başlıyor. Deniz salyasını öyle pat diye çözemeyiz. Öncelikle yetkililer tarafından bu kirlilik kaynakları belirlenmeli. Atıksu arıtma tesisleri gözden geçirilmeli. Özellikle sanayi bölgelerinin atık su tesisleri ne kadar çalışıyor bunlar bilmemiz gerekir” şeklinde konuştu.

“Deniz Salyasının Artışı İle Birlikte Zehirli Maddeler Ortaya Çıkabilir”

Deniz salyasının aynı sıklıkla görülmeye devam edilmesi halinde yaşanacakları da anlatan Doç. Dr. Balcı, şunları söyledi:

“Deniz salyası için ilk beklenen durum deniz dibine çökmesidir. Deniz salyası deniz tabanına çöktükten sonra denizde bulunan tüm canlı yaşamına son vermektedir. Oksijenin olmadığı ortamda büyük oranda dip ölümleri olmaktadır. Aynı zamanda deniz salyası balıkların solungaçlarını tıkayarak, boğulmalara neden olur. Ancak bu gidişle küresel ısınmanın etkisi daha da arttığı için deniz salyası ile birlikle bazı özel mikroorganizma grupları ortaya çıkacaktır. Bu mikroorganizmalar oldukça zehirlidir. Bu zehirli maddeler bazı balıkları daha çok bazı balıkları daha az etkiler. Mesela midye zehirli maddelerden daha az etkilenir. Midyeler bu zehirli maddeleri biriktirir ve soframıza kadar gelir. Bu midyeyi yediğiniz anda felç bile geçirebilirsiniz. Bu zehirli maddelerin birçoğu ısı ile bozulmamaktadır. Bir midyeyi ne kadar pişirirseniz pişirin eğer midyeyi hasat edilen yerlerde zehirli maddeler varsa zehir ile karşı karşıya kalabilirsiniz.”

Cumhuriyet Gazetesi - 04.05.2021, Salı