04.08.2014 / Sıcaklık İklimi Değiştirince...


Sıcaklık artışları birçok hastalığa da davetiye çıkarıyor. Uzmanlar aşırı sıcaklıklara karşı yurttaşları uyarıyor. “Kardiyoloji ve İç Hastalıkları” uzmanı Prof. Dr. Gülümser Heper, özellikle yaşlı bireylerin kendilerini sıcaktan koruması gerektiğini söyledi.

Sıcaklık İklimi Değiştirince... 

Yaz aylarında sıcak havanın etkisiyle iklim değişikliklerine bağlı olarak birçok hastalık da ortaya çıkıyor. Sıcaklığın tetiklediği bu hastalıklar özellikle 65 yaş üzerindeki kişilerde ölümle sonuçlanıyor. Uzmanlar kırsal bölgelerdeki sıcaklığa bağlı ölüm oranlarının diğer bölgelere göre daha yüksek olduğunu belirtiyor.

 

“Dünya Sağlık Örgütü” (DSÖ) iklim değişikliğinin yıllık 150 bin ölüm ve 5 milyon hastalığa neden olduğunu ifade ediyor. Toplumsal hastalık yükünün dörtte biri, suyun, havanın, toprağın ve gıdaların bulaşıcı sonucu ortaya çıkıyor. Yine “DSÖ” verilerinde, ishal, sıtma ve protein-enerji eksikliğinin, dünyada ortalama 3.3 milyon ölümden sorumlu olduğu kaydediliyor.
Özellikle yaşlı gruplarda kalp damar sistemi, beyin damar sistemi, solunum sistemi, böbrek sistemi, böbrek yetmezliği ve taşlarına bağlı hastaneye başvuruların arttığını belirten Prof. Dr. Heper, “Uzun süreli sıcaklığın etkileri ultraviyole ışığına maruziyet dolayısıyla oluşan deri ve göz hasarları, artmış solunum ve kalp damar sistemi hastalıkları, vektörle taşınan ve suyla taşınan hastalıkların artış insidansı, sıcakla alakalı ölüm ve hastalık halidir” dedi.

 

Vektörlerle Taşınan Hastalıklar Artacak

 

Sıcaklık artışının ekolojik dengeyi değiştirerek enfeksiyon hastalıklarının artışına yol açtığını belirten Prof. Dr. Heper, “Sıcaklık arttıkça hem böcek sayısı ve ısırma sayısı artar hem de böceklerin içerisinde barındırdıkları mikroorganizma çeşidi ve sayısı artar. Örneğin sivrisinekler insanlarda beyin hastalığı yaratan hastalıklar da dahil olmak üzere çok sayıda virüs taşır ve yayarlar” diye konuştu. Parazitlerin ve özellikle sivrisineklerin kimyasal ilaçlara karşı direnç geliştirdiğini belirten Prof. Dr. Heper, vektörlerle taşınan hastalıkların gelecek yıllarda daha ciddi sorunlar doğuracağını bildirdi.

 

Toplumsal Boyutu Var

 

Özellikle yaz aylarında gündeme gelerek tartışma konusu olan su kaynaklarıyla da ilgili bilgi veren Prof. Dr. Heper, “Sıcak havalarda ısınan ve azalıp yoğunlaşan kirli su kaynakları mikroplar ve virüsler için adeta bir besi yeri görevi yaparak kolera, tifo, dizanteri ve bazı virüsler başta olmak üzere toplumsal boyutta hastalıklara neden olabilir. Yine sıcaklıktan korunmayan gıdalar ve gıda saklanmasındaki sorunlar mikropların üremesi için adeta bir besi yeridir” ifadelerini kullandı.
Sıcaklık ve iklim değişikliğinin getirdiği sorunlardan astım vb. gibi solunum sistemi hastalıklarının son yüzyılda dört katına çıktığını belirten Prof. Dr. Heper, “Havada taşınan polenlerin ve mantarların neden olduğu alerjik reaksiyonların yanında havadaki irritan gazların ve partiküllerin etkisi solunum sistemi hastalıkları oranını ve buna bağlı ölümleri arttırmıştır” dedi.
Sıcaklığa bağlı olarak vücutta gelişen su kaybına dikkat çeken Heper, “Su kaybı, sıcaklığın getirdiği stres, damar yapısında ve pıhtılaşma sisteminde görülen değişiklikler tüm kalp, beyin böbrek gibi hayati organlar başta olmak üzere tüm damar sisteminde ölümcül olaylara davetiye çıkarır” dedi.

 

Türkiye’de Koruyucu Sağlık Sistemi Yerleşmedi

 

Prof. Dr. Gülümser Heper aşırı sıcaklar karşısında alınabilecek önlemler konusunda şöyle konuştu: “Sıcaklığa bağlı ölüm olaylarını azaltmanın en basit sağlıklı yolu sıcağa hassas özellikle yaşlı bireyleri sıcaktan korumaktan geçer. Yine suyla, gıdayla, havayla bulaşan hastalıklar için mücadele stratejileri geliştirmek, uygulamak ve denetlemek koruyucu sağlık sisteminin zorunluluğudur. Bir toplumda hem antibiyotiklerin satılması hem de kronik hastalıklara dair ilaçların satılması o toplumda koruyucu sağlık sisteminin yerleşmediğinin en tipik göstergesi olup, Türkiye’deki sağlık sistemi bu duruma örnektir. Kapitalist sağlık sistemi toplumlara ‘ilaçlarla sağaltılma’ düşüncesini yerleştirmiştir. Oysa bu, hastalık nedenlerini halının altına süpürmektir. O halının altındaki kirlilik ise tüm toplumu hastalandıracaktır.”

 

Aydınlık Gazetesi - 04.08.2014, Pazartesi (Sinem Gülcan)