05.03.2012 / Hayran Olmamak Mümkün Değil!


Ağaçlardan kestiği yapraklarla mantar üreten karıncalar laboratuvar ortamında çoğaltıldı.

Hayran Olmamak Mümkün Değil! 

“Trakya Üniversitesi”nde, sadece Güney ve Orta Amerika’daki tropikal bölgelerde yaşayan ve ağaçlardan kestiği yapraklarla mantar üreten karıncalar laboratuvar ortamında çoğaltıldı. “Trakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü” Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Çamlıtepe, “AA” muhabirine, Brezilya’dan gelen mantar yetiştiren tropikal karıncaları çoğaltmak için üniversitelerinde özel bir laboratuvar oluşturduklarını söyledi.

 

Burada yaptıkları çalışmalar sonucunda söz konusu karıncaları çoğaltmayı başardıklarını ifade eden Çamlıtepe, sadece Güney ve Orta Amerika’daki tropikal bölgelerde yaşayan, karıncalara Türkiye’de ilk defa bir yaşam ortamı oluşturulduğunu anlattı.

 

Yılmaz Çamlıtepe, laboratuvarlarında ilk etapta 25-30 karınca bulunduğunu, şimdi ise sayının yüzlerce olduğunu vurguladı.

 

Yaprak kesen işçi karıncaların tıpkı çiftçi gibi müthiş bir disiplin içerisinde çalıştığını anlatan Çamlıtepe, şöyle devam etti:

 

“Bunlar son derece ilginç karıncalar. Bir kraliçe ve milyonlarca işçiden oluşan bu karıncalar, yer altında metrelerce derine inebilen çok sayıda mantar bahçesi içeren yuvalar kuruyorlar. İşçi karıncaların büyüklüklerine göre aldığı görevlerde değişiyor. Küçük boyutlu işçi karıncalar yuva içerisinde kalıp mantar tarımı yaparken, orta boyda olanlar orman içerisinde gezintiye çıkarak genelde gül, böğürtlen, elma, üzüm, akasya, meşe, çınar gibi bitkileri ve çiçekleri küçük parçalar halinde keserek yuvalarına taşıyorlar. Asker olarak isimlendirilen en büyük boydaki karıncalar ise yuvayı ve yuvaya yaprak getiren karıncaları düşmanlara karşı koruyor. Yuvaya gelen yapraklar karıncalar tarafından çiğneyip tükürülüyor ve bu mantar oluşuyor. Karıncalar bu mantarla besleniyor. Bir yandan da gelen yapraklarla sürekli mantar üretimini sağlıyor.”

 

“Karıncalar Olmazsa Hayat Biter”

 

Mantar üreten karıncaların Türkiye’de çoğaltılmasının büyük bir şans olduğunu ifade eden Çamlıtepe, karıncaların bilimsel çalışmalarda da kullanılacağını belirtti. “Bu karıncalar olmazsa dünyada hayat biter” diyen Çamlıtepe, şunları kaydetti:

 

“Bu karıncalar doğaya inanılmaz katkı sağlıyor. Bildiğimiz toprak solucanlarından daha fazla bir öneme sahipler. Bu karıncaları kaldırdınız, tropiklerde hayat biter, dünyada hayat biter, o derece diyebilirim. Tropikal bölgelerde madde çevriminde ve toprak havalandırmasında son derece önemliler. Türkiye’de sadece bizde olan, yaprakları keserek kendilerine mantardan evler yapan bu karıncalar, bilimsel çalışmalara ışık tutacak.” Çamlıtepe, bu tür karıncaların bilimsel çalışmaların yanı sıra Avrupa’da büyük hayvanat bahçelerinde de görsel şov amaçlı kullanıldığını, Türkiye’de üretimin çoğalmasıyla hayvanat bahçelerinde kullanılabileceğini belirtti.

 

“Çiftçi” Karıncalar

 

Sadece Güney ve Orta Amerika’daki tropikal bölgelerde yaşayan, diğer bir adı da “Atta” olan yaprak kesen karıncalar büyük koloniler halinde yaşıyorlar. En belirgin özellikleri, koparttıkları yaprak parçalarını başlarının üstünde yuvalarına taşıma alışkanlıkları ve yuvalarında büyük mantar bahçeleri oluşturmalarıdır. Karıncalar, sağlamca kenetlenmiş çenelerinde taşıdıkları, kendilerine oranla oldukça büyük yaprak parçalarının altına gizlenirler. Bu nedenle işçi karıncaların gün boyunca çalıştıktan sonra yuvaya dönüşleri sırasında çok ilginç bir görüntü ortaya çıkar. Bir kraliçe ve çok sayıda işçiden oluşan yaprak kesen karıncaların işçilerin boyları en fazla 2, askerlerin boyu 3, kraliçeler ise 5 santimetreye ulaştığı ve bu karıncıların 20 yıl yaşadığı bildirildi.

 

Gazete Vatan - 05.03.2012, Pazartesi