05.11.2013 / Bilim Adamları Gizliyordu Çünkü...
Diyarbakır’da öldürülen “Anadolu Leoparı”, hayvan bilimcileri hem üzdü hem de heyecanlandırdı. Daha çok leopar olduğunu belirten uzmanlar, “Postu pahalı olduğu için bu bilgi gizli tutuluyordu” dedi.
Neslinin tükendiği sanılan “Anadolu Leoparı” Diyarbakır’da ortaya çıktı. Ancak, “Çınar İlçesi”nde çobanlık yapan Kasım Kaplan’a saldırınca leopar av tüfeğiyle öldürüldü. Uzmanlar öfkeli. “Ege Üniversitesi Zooloji Bölümü” öğretim üyesi Prof. Dr. Bayram Göçmen “Leopar keşke beni ısırsaydı da yaşasaydı” sözleriyle üzüntüsünü dile getirdi. Ortaya çıkması mucize diye nitelendirilen “Anadolu Leoparı”nın gerçekten nesli tükendi mi? Bilim adamlarına göre “Doğu Anadolu Bölgesi”nde bu leoparlardan daha çok var. Ancak, bilim adamları postu çok değerli olan leoparın varlığını gizli tutarak, onu korumaya çalışıyordu. “Ankara Üniversitesi Biyoloji Bölümü” mamalogu (Memeli Hayvan Uzmanı) Prof. Dr. Nuri Yiğit “Son zamanlarda Doğu Anadolu’nun kayalık bölgelerinde görüldüğüne dair bilgiler gelmeye başladı. Bilim adamları bu bilgiyi gizli tutuyorlardı. Çünkü postu çok değerli olan bu hayvanı tehlikeye atmak istemiyorlardı” dedi. İşte zooloji ve mamalogların (memeli hayvan uzmanlarının) leopar yorumları:
Prof. Dr. Bayram Göçmen (Ege Üniversitesi Zooloji Bölümü Öğretim Üyesi): “O leopar üremiştir, dağlarda çok vardır. ‘Anadolu Leoparları’nın Türkiye’de hiç görülmeyecek bir hayvan olduğu sanılıyor. Oysa, ‘Güneydoğu’da ‘Hakkari Kesimi’ ormanlık alan. Bir tanesinin görülmesi bile onların ürediğini gösterir. Bu dağlarda ‘Anadolu Leoparları’nın olma oranı yüksek. Ama bilimadamları o bölgeye girip çalışma yapamıyor. Bakın ‘Dicle Nehri’nin ismi latince de ‘kaplan’ demek. ‘Dicle’ boyunca bu bölgede kaplanların olduğu biliniyor. Leopar olma ihtimali de çok yüksek. Öte yandan leoparlar, kedigillerden. İnsanların kedilerden de bildiği gibi kedigiller, durup dururken insana saldırmazlar. Mutlaka, onu kışkırtıcı bir hareket yapmışlardır. Keşke, o leopar benim karşıma çıksaydı da beni ısırsaydı. O zaman yaşardı. Hiçbir zarar da görmezdim. Bu tip saldırılar doğada her zaman rastlanabilecek saldırılardır.”
Prof. Dr. Nuri Yiğit (Ankara Üniversitesi Biyoloji Bölümü Memeli Hayvan Uzmanı): “Avını takip ederek buralara gelmiş. En son 1970’lerde ‘Ankara Beypazarı’ civarında bir leopar öldürüldü. O tarihlerde leopar popülasyonu Ankara’ya kadar yayılmıştı. Bu tarihten sonra görsel bir kayda rastlanamadı. Ve leoparların neslinin ülkemizde tükendiği düşünülüyordu. Son zamanlarda ‘Doğu Anadolu’nun kayalık bölgelerinde görüldüğüne dair bilgiler gelmeye başladı. Bilim adamları bu bilgiyi gizli tutuyorlardı. Çünkü postu çok değerli olan bu hayvanı tehlikeye atmak istemiyorlardı. Bu leopar avını takip ederek, Diyarbakır’a gelmiş olabilir. Doğa dernekleri va doğa araştırmacılarının ‘Doğu Anadolu’da bu hayvanı gözlemlediğine dair son zamanlarda bilgiler geliyordu. Bu leopar, dağlık kesimlerde yayılış yapan bir hayvan. Genç bir örnek. Muhtemelen 1-1.5 yaşında. Koyun sürüsüne saldırdırdığı için çobanın arkadaşı tarafından vurulmuş. ‘Bize saldırdı’ deniliyor. Saldırıya uğrayan kişi kolundan yaralanmış. Oysa leoparlar, avının boğazına saldırır. Nefesini boğarak öldürür. Bu son olayda vatandaşın doğaya karşı duyarsızlığı, eğitim eksikliği bir kez daha ortaya çıktı. Şimdi öldürülen leoparla ilgili biz bilim adamları araştırma yapacağız.”
Öldürüldü, Ama Türü Yaşıyor
Diyarbakır’da leoparın vurulması ile ilgili soruşturmaların devam ettiğini, inceleme sonrası gerekli işlemlerin yapılacağını belirten “Orman ve Su İşleri Bakanlığı” kaynakları, öldürülen leoparın yok olduğu sanılan türün halen yaşamaya devam ettiğini ortaya koyduğunu belirtti. Daha önceleri “Anadolu”nun değişik bölgelerinde yaşayan leoparların sayıları 1950’li yıllardan itibaren yasa dışı avcılık, zehirleme, kapanlar ile yakalama sonucu azalmaya başladı ve “Anadolu”da bilinen son leopar, 17 Ocak 1974’te “Ankara Beypazarı”nda vuruldu. Bu tarihten sonra türün görüldüğüne dair çeşitli haberler çıksa da bunların hiç birisi kesin delil niteliğinde olmadı. Ancak son yıllarda özellikle “Güneydoğu Anadolu Bölgesinde” türün görüldüğü, yasa dışı olarak avlandığı bilgileri gelse de “Bakanlık” net bir bilgiye ulaşılamamıştı. 1974’te Ankara’da vurulan leopar tahnit edilerek (ölü bedenin bozulmaması için yapılan işlemler bütünü) “MTA Tabiat Tarihi Müzesi”nde sergilenmişti, Diyarbakır’daki leoparın da tahniti yapılarak “Yaban Hayvanları Tanıtım Merkezi”nde sergileneceği kaydedildi. Ulusal ve uluslararası sözleşmelerle korunan yaban hayvanları için “Orman ve Su İşleri Bakanlığı” da ceza ile koruma tedbiri uyguluyor. Leopar için “2013-2014 Av Dönemi”nde belirlenen tazminat bedeli 50 bin TL.
Çiftleşmek İçin Uzun Bir Yol Kat Etmiş
Türkiye’de 39 yıl sonra ilk kez görülen ancak yine öldürülen “Anadolu Leoparı” ile ilgili soruşturma başlatıldı. Leopar’ın, gençliğe adım attığı için yuvasından ayrıldığı, çiftleşmek ve kendisine özel bir yaşam alanı bulmak için dolaştığı kaydedildi. Normalde saldırgan olmayan türün üyelerinin, gençlik ve çiftleşme döneminde saldırganlaşabileceği, bu dönemde 200 kilometre yol kat edebildiği de ifade edildi. Leopar’dan alınan gen ve doku örnekleri “Tübitak”a da gönderilirken, ölümüne ilişkin hem “Orman ve Su İşleri Bakanlığı” hem de il şube müdürlüğü yetkilileri inceleme başlattı. Çobanların “Bize saldırdı” ifadesi yeterli ve geçerli bulunmazsa, bin 500 lira idari para cezasının yanında, hayvanın nesli tükenmekte olduğu için “Bakanlık” tarafından 50 bin lira tazminat cezası uygulanabileceği belirtildi. “Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü” Başkanı Prof. Dr. Yüksel Coşkun, “İran Leoparı”yla akraba olan “Anadolu Leoparı”nın bu bölgenin yabancısı olmadığını ifade ederek, “Bu hayvanlar uzun yıllar önce bu bölgede yoğun olarak yaşamıştır. Yani buraların yabancısı olan bir tür değildir. Diyarbakır’da görülmesi bizleri heyecanlandırdı” dedi.
Gazete Vatan - 05.11.2013, Salı
05.11.2013