10.11.2013 / Anadolu'da Fil de Vardı Çita da...
Geçtiğimiz hafta Diyarbakır’da bir leopar çobanlar tarafından öldürüldü. Anadolu’da artık yaşamadığı düşünülen bir büyük kedi türü olan leoparla son karşılaşmamızda, maalesef onu yine canlı göremedik. Anadolu topraklarında yaşayan ve nesli tükenen hayvanları zooarkeolog Doç. Dr. Gülçin İlgezdi ile konuştuk...
Anadolu Parsı
M.Ö. 51’de Anadolu’nun Toros-Antitoros, Amonos dağları ile Güneydoğu Bölgesi’nde, Afrika türlerinden farklı olan parsların avcılığından söz ediliyor. Anadolu için endemik olan ve çok eski zamanlardan beri orada yaşayan parsın hayvan coğrafyası bakımından önemi büyük. Anadolu parsının yaşadığı yerleri tespit çalışmaları 1953 yılında, İzmir’in hinterlandında yapıldı. Bursa’da ve Çanakkale çevresindeki dağlık sahada da parslar yaşadı. Anadolu’daki son kayıt, 1974 Beypazarı olarak biliniyor.
Gergedan
Tarihin en büyük memeli hayvanlarından olan gergedan, Paleolitik çağlarda Anadolu’da yaşadı. Daha sonra nesli tükendi. Uzmanlar, Kırıkkale’nin Delice İlçesi yakınında anne, baba ve altı aylık bir yavruya ait 25 milyon yıllık fosillere rastladı. Daha sonra Antalya’nın Karain Mağarası’nda da gergedan fosilleri bulundu.
Yaban Eşeği
12’nci yüzyıl sonuna kadar bilinen ve özellikle Anadolu’ya has bir tür. Litaratüre ‘yarı eşek’ olarak geçti. Bu savunmasız hayvanın on bin yıllık medeniyetler çatışmasına sahne olan Anadolu’da 12’nci Yüzyıl’a kadar yaşaması da mucizedir. Bizans döneminde imparatorluk katında yaban eşeği eti çok makbuldü ve elitler bu eti tüketiyordu.
Çita
Aşağı Fırat Havzası'nda 19. yüzyıla kadar yaşadığı biliniyor. Zaman içinde bu hayvanın beslenmesinde önemli yer tutan ceylanların ortadan kalkmasıyla bölgeden çekildiler ve giderek yok oldular.
Anadolu Aslanı
Anadolu’da son olarak 1880 yılında Birecik’te rastlandı. Aşağı Fırat Havzası’nda yaşayan bu hayvan bu tarihten sonra bir daha görülmemiş. M.S. 3’üncü yüzyılın başında Trakya’da ayının yanı sıra aslan da bulunduğunu belirtiyor.
Deniz Kertenkelesi
Mosasaurlar “denizlerin kertenkelesi” olarak anılan bir canlıydı. Günümüzde deniz dinazoru olarak da biliniyorlar. 1999’da Kastamonu’da 70 milyon yıllık 17,5 metre büyüklüğünde mosasaur fosili bulundu. Bu devlerin yaklaşık 20 metre boya ve 22 ton ağırlığa sahip oldukları biliniyor ve 90 ila 65 milyon yıl önce yaşadıkları tahmin ediliyor. Haklarında birçok belgesel yayımlandı. Hareketleri balık ve yılana benziyor.
Anadolu Ceylanı
1950’lerde Antakya’da Belen geçidinin 7-8 km güneyine doğru gidildiğinde, ormanla yaylalar arasında rastlanması mümkün olan bu ender memeliler, artık buralarda aranmakla da bulunamıyor. Yalnızca “Acem gazeli” ve “Kursaklı ceylan” Şanlıurfa’nın Ceylanpınar Devlet Üretme Çiftliği’nde korunup üretiliyor.
Maraş Fili
Maraş fili yaklaşık 5 milyon yıl önce ortaya çıktı ve Anadolu’da yaşadı. Bugün Hindistan ve çevresinde yaşayan Asya filinin eski temsilcilerinden. Maraş fili en az 3,5 metre olan omuz yüksekliği ile günümüzde Ankara’daki MTA Tabiat Tarihi Müzesi’nde sergileniyor. Maraş filinin en dikkat çekici özellikleri iki adet büyük savunma dişi ve burunlarıyla üst dudaklarının birleşmesinden oluşan güçlü kas yapısındaki hortumları. Günlük besin miktarının 300 kilogram, su tüketimi ise 100 litre kadar olduğu biliniyor. Maraş Fili hızlı koştuğunda saatte 40 km kadar yol alabiliyordu. Bu file ait fosillere Kahramanmaraş ve Hatay’da rastlandı. Kahramanmaraş’ta bulunan dişlerden yapılan radyokarbon yaş analizine göre bu filler günümüzden yaklaşık 3 bin 500 yıl önce ülkemizde yaşadı.
Gazete Vatan - 10.11.2013, Pazar
10.11.2013