12.11.2013 / Balık Tutmayalım da...
Mehmet Özdoğan balıkçılarla konuştu...
“Bunlar hep para tuzağı...”
Hobi amaçlı balık tutmak için de “belge” alınması gerektiği haberi üzerine atladık “Galata Köprüsü”ne gittik... Balıkçılar isyanda; “Bunlar hep para tuzağı!”
52 yaşındaki Rıfat Bey 9 yıldır burada... Engelli ve iş bulamıyor. Haftanın 3-4 günü onca yolu tepip “Halkalı”dan “Galata Köprüsü”ne geliyor. Bugün denizden hayır yok; saatler sonra ilk balık oltaya takılmış. Yüzünde güller açıyor. Mutlu adama kötü haber verecek olmanın çekingenliğiyle yaklaşıyorum...
200 Lira Para Cezası
Bugün balıkçıların hepsi yasta desek yeridir. “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı”, balıkçılara ve balıkçı teknelerine yönelik kuralların sil baştan belirlendiği “Su Ürünleri Kanun Tasarısını” tamamladı. Tasarıya göre, 18-60 yaş arasındaki kişilerin spor veya dinlenme amaçlı balık avcılıkları “Bakanlık” iznine bağlanacak. Gölde, deniz kenarında oltayla ya da kayık ve teknelerle hobi amaçlı balık tutanlar önce Bakanlıktan izin alacak. Bunu ihlal edenler 200 lira para cezasına çarptırılacak. Belgenin alımı ise biraz teferruatlı... “Milli Parklar” veya “Balık ve Su İşleri”ne başvuru yapılıyor. 2 fotoğraf ve kimlik fotokopisiyle dilekçe veriliyor. Daha sonra birkaç saatlik bir eğitime tabi tutuluyor bu hobiyi gerçekleştirmek isteyenler, o eğitimi geçenler belgelerine kavuşuyor.
İkaz Edip Gittiler
Rıfat Amca önemsemiyor önce söylediklerimi; “Aman bırak Allah aşkına... Yıllardır var güya öyle bir belge. Gören, bilen yok. 1-2 kere buraya kontrole gelen de oldu. Belgen var mı diye sordular, ‘Yok’ dedim; gittiler. Bir daha da gelmediler. Yine gelmezler. Balıkçı adam, içkici olur diye bir önyargı var onlarda. Akıllarınca bunu engellemeye çalışıyorlar.”
Önce Midyecileri Engellesinler
Sonra durumun ciddiyetini anlayınca sinirleniyor: “O belgenin maliyeti 100 lira. Eğitim filan da alman gerekiyor. Onları da paralı yaparlar kesin. Yahu kardeşim ne istiyorsunuz bizden? Şunun şurasında tuttuğumuz günde 2-3 balık. Önce trolleri temizlesinler. Midyecileri engellesinler. Midyenin kökünü kurutuyorlar.”
Bir Balıkçı Fıkrası Der ki...
Biraz ileride başka bir balık sevdalısı, Mithat Uçankış var. 53 yaşında, 3 çocuğu var... 8 sene önce işi gücü bırakmış. Haftanın 7 günü, aralıksız buraya geliyor; günün 12-13 saatini burada geçiriyor.
Yasaktan haberi olmuş, meşhur bir balıkçı fıkrası varmış, onu anlatıyor hemen: “Adamın biri kızını evlendirmiş. 1 sene sonra sormuş kızına ‘Evlilik nasıl gidiyor?’ diye. ‘Baba, çok mutsuzum. Her gün içkili geliyor eve, kumar oynuyor, aldatıyor da beni’ demiş kızı da. Cevap vermiş baba: ‘Kızım gelip geçici hevestir, birkaç aya düzelir.’ Öteki sene bir daha sormuş, ‘Baba işi gücü bıraktı. Balık tutmaya gidiyor her gün.’ Babası bu defa demiş ki; ‘Topla pılını pırtını. O adamdan hayır gelmez artık!’ İşte böyle bir şey balıkçı olmak, öyle bir tutku. Benim kimseye zararım yok burada. Ne yapayım, işsiz güçsüz kahvehanelerde mi oturayım? Kumara içkiye mi başlayayım bu saatten sonra? İnat değil mi; vermeyeceğim o parayı o belge için. İzin yok beni soyanlara!”
Alkolik mi Olalım?
Tam da Mithat Bey’in işaret ettiği sorunla karşılaşıyoruz 2-3 dakika sonra. Remzi, 32 yaşında. 5 yıl öncesine kadar şişenin dibini görmeden kalkmazmış masadan. Balık tutmaya başladıktan sonra bırakmış içkiyi. O’nun da sorusu aynı: “Hadi ben hazmettim Allah’ın balığını tutmak için para vermeyi devlete. Bir de o belge çıkmazsa içkiye geri mi döneyim? Bunu mu istiyor devlet? Alkolik mi olalım?”
Bu Yasa Samimi Olsa...
Yasa 18-60 yaş arasını kapsıyor. 65 yaşındaki Ahmet Natık Hasekil’e “Siz yırttınız!” diyorum. O’nun derdi başka: “Benim burada 15 yıllık arkadaşlarım var. Burada tanıştık. Burada dertlerimizi paylaştık. 58 yaşında bir can dostum var mesela. Ya istemezse belge filan almak? Cayarsa ya? Yazık bu dostluklara... Bakın, mesele belgenin masrafı filan değil. Bu işi seven adam zaten verir o parayı. Ben 8 yıldır Allah’ın her günü buradayım. Günde 30-40 lira harcıyorum zaten bu zevk için. Ama bu yasak yüzünden bu hobi caydırıcı olacak. Gençleri kazanmaya çalışıyoruz biz. Kötü alışkanlıklarından kurtulmaları için. Eğer samimi bir yasa değişikliği olsa, tüm bu işlemleri ücretsiz yaparlar. Gelirler, yerinde eğitim verirler. Belgeyi de hemen bu köprünün üstünde balıkçının eline tutuştururlar. Diğer türlüsü soygunculuktur.”
Belge Neyi Değiştirir ki?
Köprüde kime sorduysak, herkesin söylediği tek bir şey var: “Biz burada 3-5 balık tutuyoruz günde. Ama 1-2 aydır felaket bir Suriyeli akını var. Günde 2-3 kilo balık tutup, sonra kayıt dışı satıyorlar. Önce onlarla ilgili bir önlem alınması gerekiyor.”
Onlardan biri de Yaşar Hakan Selvi. 45 yaşında. 35 yıldır burada balık tutuyor. Önceleri babası getirirmiş. Şimdi babası kanser hastası, gelemiyor. Ama babasına her gün rapor veriyor Yaşar Bey, “Bugün balık vardı, yoktu. Sana şu ahbabının selamı var.” Ve diyor ki, “Ben akşam gidip, günün özetini geçtiğimde bile babam hayat doluyor. Dinlemek bile yetiyor ona... Benim yasayla ilgili itirazım şu: Eğer bu düzenleme küçük balıkların avlanmasını engellemek için yapılıyorsa, belgesi olan adamın yapmayacağı ne malum? O belge bunu nasıl engelleyebilir ki?”
Gazete Vatan - 12.11.2013, Salı
12.11.2013