20.04.2012 / 'Yasal' Olarak Öldürülüyorlar
İspanya Kralı’nın fil avında kalçasını kırmasının ardından fil avının meşruluğu tartışılmaya başlandı.
Afrika’da Fil Avına Yasal Olarak İzin Veriliyor
Kalçasından yaralanarak hastaneye kaldırılan İspanya Kralı Juan Carlos’un o sırada Botsvana’da fil avında olduğu ortaya çıkmış ve bu olay kamuoyunda büyük tepki yaratmıştı. Tepkilere yol açan, Juan Carlos’un aynı zamanda “Doğal Hayatı Koruma Vakfı”nın (WWF) “İspanya Şubesi”nin onursal başkanı olması. Olayın ortaya çıkmasıyla birlikte vakfın kamuoyundaki imajı da tartışılmaya başladı. Ayrıca vakfa gönül verenler, binlerce kişinin imzasıyla Kral Juan Carlos’un istifasını talep etti.
“Doğal Hayatı Koruma Vakfı”, büyük oranda vahşi hayat tutkunlarının bağışlarıyla ayakta kalıyor. Şüphesiz Kral Juan Carlos’un fil avlamaya çıkması yasal olsa da vakfın onursal başkanı olmasıyla pek bağdaşmıyor. Ancak üzerinde durulan asıl konu fil avının vakıf açısından meşru olup olmadığı. “Doğal Hayatı Koruma Vakfı”nın Almanya’daki sözcüsü Roland Gramling, bazen resmi olarak kontrollü avın kötünün iyisi olarak nitelendirilebileceğini kaydediyor: “Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın, Afrika’nın yeniden büyük fil sürülerini barındıracak yeterli alana sahip olması gibi bir vizyonu var ve bunun için çalışıyoruz. Fillerin en büyük düşmanlarının aslında kaçak avcılar olduğunu keşfettik. Her yıl 12 binden fazla fil kaçak avcılar tarafından avlanıyor. Ancak doğal hayatı koruma yanlıları açısından zor da olsa bazı belli başlı koşullar altında düzenli avların hoşgörüyle karşılanması gerektiğini öğrenmek zorundayız çünkü bu, yoksulluğun azaltılmasını sağlıyor ve kaçak avla mücadelede yardımcı oluyor.”
Ulusal Parklarda Avlanmıyor
Fillerin yasal olarak avlanması popülasyona bağlı ve bu konuda düzenlemeler, fillerin yaşadığı 38 Afrika ülkesinde farklılık gösteriyor. Bonn merkezli “Birleşmiş Milletler Göçebe Türler Konvansiyonu”ndan Melanie Virtue, Batı Afrika’da tehdit altındaki filler de dahil vahşi türlerin korunması ile ilgili uluslararası anlaşmaları yönetiyor.
Virtue, “Avlanma doğal olarak ulusal parklarda değil belirli topluluklar tarafından yönetilen alanlarda yapılıyor. Dolayısıyla bu avlanmadan önemli miktarda para, yerel topluluklara gidiyor. Çevrenizde yaşayan filler varsa, çiftçilik yapıyorsanız, fasulye ya da mısır yetiştirdiğiniz küçük bir bahçeniz varsa, bu filler gelip ektiklerinizi yediğinde çok zararlı oluyor. Bir ailenin gelirini bir gecede yok edebiliyorlar. Sadece geliri değil geçim kaynaklarını da” diyor.
Yerel Halka Katkı
“Doğal Hayatı Koruma” sözcüsü Roland Gramling, yasal olarak kontrollü avın en iyi seçenek olabileceğini kaydediyor: “Koşul, nesli tükenme tehdidi altındaki türlerin avlanmaması, avlanmanın sıkı bir şekilde kontrol edilmesi ve türlerin nüfusunun azalmaması. Bir başka konu da gelirin yerel halka ve korumaya katkı sağlaması. O zaman avlanma hoşgörülebilir. Juan Carlos’un avlandığı Botsvana’da avlanma 2001-2003 yılları arasında yasaktı. İşte bu dönemde kaçak avlanmada dehşet verici bir artış gördük.”
Vahşi türler konusunda uzman olan Melanie Virtue, avlanma yasaklansa bile yerel halka sorun çıkartan fillerin tehdit altında olacağını vurguluyor.
Virtue, “Eğer yerel halk, arazilerindeki fillerde bir kar görmezse onları, yasal olsun olmasın öldürecektir. Eğer topluluklar etraflarında fil olmasına karşıysa onların etrafında olmasına izin vermeyecektir. Kuzey Avrupa’da kurt ya da ayı olmamasının bir nedeni var çünkü yerel topluluklar onları orada istemedi. Eğer filleri orada tutmak istiyorsanız, yerel topluluğu teşvik edecek bir şey sunmalısınız” şeklinde konuşuyor.
Gazete Vatan - 20.04.2012, Cuma
20.04.2012