01.05.2012 / Selahattin Duman - Muhtıra Yemeden Rahat Edemez Olduk..
…………………………………
Bundan tam yirmi yıl önce..
Norveç’teki yüzlerce gölün birisinden tahlil için bir maşrapa su almışlar.. Bir katresini de mikroskop altında incelemişler..
Bir de ne görsünler?
Suyun içinde şekli sapsız çileğe benzeyen mikroskopik bir canlı var.. Kıçında da iki minik kıl, anten şeklinde.. Mikroskop lamının içinde kımıl kımıl oynaşıyor..
“Mikroptur zahir ama neyin mikrobu acep..” demişler..
Aranmışlar, taranmışlar.. Mikrop familyası içinde buna benzer bir şey yok..
Norveçli bilim adamlarından biri “Lan arkadaş bu virüs olmasın?” demiş, öbürlerine.. Yine aranıp taranmışlar.. Virüslerin elde eşkali yok.. Mikroskopta görülemediklerinden, sabıka kaydına fotoğrafsız işlenmişler..
***
Hayvan olabilir mi? Değil..
Belki parazittir.. O da değil.. O halde bir tür mantar olabilir.. Çoğalmadığından belli ki o da değil..
Norveç’in bilim insanları önümüzde tartışsalar, laflarına maydanoz olup “Belki laiklik virüsüdür..” diyeceğim, devlet bana sahip çıkmadığından onu da diyemiyorum..
O mini minnacık nesne öylece ortada kalmış..
Norveç’in ne kadar bilim adamı varsa tam yirmi yıl bu mesele üzerine kafa yormuş..
Bir sonuca varamamışlar ve yirmi yıl sonunda o tanımlanamayan canlıya “Collodictyon” adını verip işin içinden çıkmışlar..
Bütün dünya alem onları seyrediyor sandıklarından, insanlığa açıklama yapma ihtiyacı duymuşlar..
“Collodictyon” adını verdiğimiz şey yeni bir canlı türünün elimizdeki ilk örneğidir.. Haberiniz olsun!
Yağmur Gibi..
Bizim haberimiz öncesinden de yoktu, bundan sonrası da fark etmez..
Bizim kafalar hemen her gün, özümüze verilen yeni bir “28 Şubat muhtırası” ile meşgul olduğundan, mikrop büyüklüğündeki canlı şurada dursun, börtü böcek ile dahi ilgilenemiyoruz..
……………………………………
Gelelim yazının başında lafını ettiğimiz “Collodictyon” adı canlının durumundan habersizliğimize..
El alemin gündeminden habersiz olmak bireysel suçumuzdur, ayıbımızdır..
Lakin kafalar “muhtıra” ile darbeli olduğundan özürlü sayılırız.. (İstenirse doktor raporu ile belgeleriz..)
Tabii bu arada merak ettiğim başka bir şey daha var.. O da Norveçli bilim adamlarının tavrı..
Bu adamlar çeyrek asırlık sıkı bir çalışma sonunda “toz zerresinden küçük bir canlı” fikir birliğine varamadılar..
Bu yüzden de adeta insanlıktan özür dileme noktasına geldiler..
Peki bizim Hükümet Adamları nasıl oluyor da akıllarına takılan her konuda bilgisinden, görüşünden, kararından emin olabiliyor?
Burada bir tür “Collodictyon” durumu yok mu?
...................................................
Gazete Vatan - 01.05.2012, Salı
01.05.2012