06.02.2018 / Cengiz Çakır - Kuraklık Konusuna Bilimsel Yaklaşım
Geçen hafta dünyada ve Türkiye’deki tatlı su potansiyeli ve kullanımı ile ilgili bilgiler verilmişti. Sulama konusunda gösterilen çabalara karşın tarımsal üretimin hala büyük ölçüde yağışlara bağlı da olduğu bir gerçek. Öyleyse ne yapmalı? Konumuzu güncel bilgilerle sürdürelim.
“İzmir Tarım Fuarı” açıldı, fuardaki etkinlikler 1-4 Şubat tarihleri arasında devam edecektir.
Tarımsal durumu yakından izleyen özel sektörden bir üst düzey yetkilinin fuarın açılışı öncesinde basına yaptığı açıklamadan bir bölümü dikkatinize sunuyorum.
“TürkTraktör Genel Müdürü Marco Votta, tarım sektörü açısından en önemli tehdidin iklim değişikliğine bağlı kuraklık olduğunu söyledi. Bu yıl çok az yağış olması nedeniyle herkesin endişeli olduğunu anlatan Votta: ‘Her gün değişik bölgelerden insanlarla konuşuyoruz. Herkes yağışların az olmasından ve kurak bir yıl olacağından endişe ediyor. Böyle bir ortamda kimse yatırım yapmak istemez. Ekipman alımında herkes çekingen davranıyor” (Kaynak: Ali Ekber Yıldırım, Traktör Üretiminde Tarihi Rekor, Tarım Dünyası, Erişim tarihi 2.2.2018).
Güncel durumla ilgili bu saptamadan sonra, bilim çevresinden bir alıntı ile devam edelim.
“Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü” öğretim üyesi Doç. Dr. Ecmal Erlat, “Atlantik’in güneyinde yer alan basınç sistemi ile kuzeyindeki basınç sisteminin bir tahterevalli gibi çalışmasıyla, ortaya çıkan basınç farkının kuraklığa neden olduğu ve bu sistemin önümüzdeki 20 yıl içinde Türkiye’deki kış yağışlarını azaltacağı uyarısında bulundu. 2100 yılına kadar Doğu Akdeniz havzasındaki kış yağışlarında % 20 düşüş gerçekleşeceğinin ve buna bağlı olarak çölleşme yaşanacağının öngörüldüğünü söyledi. Kuraklığa adaptasyon sağlanması ve bu konuda hükümet bazlı, kalıcı çalışmalar yapılması gerekiyor dedi” (Kaynak: Türkiye’yi Kurak Yıllar Bekliyor, Dünya, 15 Aralık 2014, s. 20).
Yaşanan kuraklık bir sürpriz değil, bilimsel öngörülerin gerçekleşmesidir. Önümüzdeki yıllarda belki şiddetini daha fazla artırarak devam etmesi beklenmelidir. Buna göre hazırlanmamız gerekmektedir.
Kuraklığın yaratabileceği tehlikeler büyüktür. İklim değişikliği rejim değişikliğini bile tetikleyebilir. Aşağıdaki satırların dikkatle okunmasında fayda vardır.
“FAO, 2009 yılında 1 milyardan fazla insanın yetersiz beslendiğini tahmin etmekte olup, bu 15 yıl önceki 800 milyon olan aç sayısına göre dramatik bir artıştır.” (s. xıı)
“Besin fiyatları 2009’da düştü, 2010 ve 2011’de tekrar yükseldi. ‘FAO’nun besin fiyatları indeksi 2011 yılının Şubat, Mart ve Nisan aylarında önceki yirmi yıldaki seviyelerin üstüne çıktı. Besin fiyatlarındaki bu artışlar kısmen buğday ve pirinçteki maliyet artışlarının bir sonucuydu. 2011’in ilk üç ayında protestolar Orta Doğu’yu sarstı ve yaz boyunca devam etti. ‘Arap Baharı’ Ocak’ta Cezayir’deki besin ayaklanmaları ile başladı, kısa bir süre sonra bunu Tunus’daki protestolar izledi ki bunda artan besin fiyatları önemli bir rol oynadı. İlaveten ABD’nin başlıca ithalatçıları olan Mısır ve Yemen’de önemli politik ayaklanmalar ve değişimler meydana gelmiştir” (Kaynak: Bill Winders, The Politics of Food Supply, U.S. Agricultural Policy in the World Economy, Yale University Press, New Haven & London Paperback 2012 s. xıı-xııı).
Küresel iklim değişikliğinin ülkemizi ve bölgemizi etkileyeceğini öngören bilimsel çalışmalar vardır. Alınacak önlemler konusunda da bilimsel çalışmalar sürdürülmektedir. Suyu biriktirecek, tutumlu kullanacak ve toprakta tutacak yöntemler vardır. Bunların üreticilerimize gösterilip benimsetilmesi gerekmektedir.
Geçen haftalarda yağmur ve kar duasına çıkanların görüntüleri kitle iletişim araçlarında sık sık gösterildi. Yağış, kuraklık, don, nisbi nem, rüzgar gibi tarımsal üretimi etkileyen olgular meteoroloji biliminin kapsamına girer. Sorunlarımızı ancak bilimin ışığında çözebiliriz. “Yaşamda en gerçek yol gösterici bilimdir, fendir. Bilim ve fennin dışında yol gösterici aramak, aymazlıktır, sapkınlıktır, hıyanettir” diyen Atatürk’ün çağrısına uyalım. Kitle iletişim araçlarımızın bilimsel ve teknik konulara dayalı çözümleri gündeme daha çok getireceği umudunu taşıyoruz.
Aydınlık Gazetesi - 06.02.2018, Salı
06.02.2018