09.08.2017 / Rıza Zelyut - Ayder Yaylası’nı İsmet Paşa Berbat Etti
1999’da otomobilimle “Ayder Yaylası”na gittim. Solumda akan coşkun derenin üstündeki zarif kemerli taş köprülere hayranlıkla baka baka… Beni sisler içindeki yayla karşıladı. Barakalardan başka bir şey yoktu. Öyle bir yerde karnımı doyurdum. Sonra da “Uzungöl”e uğradım. Oraya da coşkun coşkun akan bir dere boyunca hayranlık duygularıyla dolarak vardım.
Ama birileri “Ayder”den “Uzungöl”e ve oradan Ege’nin en saklı koylarına kadar en el değmemiş doğa alanlarımızı paramparça ettiler. Yasaları çiğneyerek buraları beton bloklarla doldurdular.
Yetmedi, “Ayder”den akan dere de dahil bütün derelerin suyunu çaldılar.
- Rizelilere ne kaldı?
- Derelerin taşları.
***
Geçenlerde Rize’ye giden "AKP" Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, “Ayder Yaylası”nın ve “Uzungöl”ün betonlaştırılıp rezil edilmesine duyduğu öfkeyi dile getirdi. “Ayder’i kirlettik, rezil ettik” dedi.
Ama kimin kirlettiğini söylemedi.
Onu da ben açıklayayım:
- İsmet Paşa!
Bu İsmet Paşa yok mu? O “CHP”nin ikinci adamı… Müslüman devlet yerine laik devlet kuran iki sarhoştan birisi… İşte O mezarından kalktı, geldi, insanların beynine girdi, onları kandırdı.
Yaylaya betonlar dökülürken Rize Valisi, savcısı, jandarması yapılan ihbarları yok saydılar. Durum, hükümete bildirildi. İsmet Paşa, bakanları hatta Başbakan Erdoğan’ı bile kandırıp “Ayder”deki kanun dışı işlere dokunmamalarını sağladı.
Bölgedeki sivil toplum kuruluşları direnince, İsmet Paşa halkın üstüne jandarmayı gönderdi, onları coplatıp dağıttı.
Bu İsmet Paşa, Rize’deki mahkemeleri, hatta “Danıştay”ı da korkutarak yapılan doğa katliamını yasalara uygun göstertti.
“AKP”li işadamlarını zengin etmek için elektrik santralleri kurdurtan ve bu yolla derelerin suyunu çaldıran da İsmet Paşa’dır.
Hatta, oralara otoyol gibi yollar yaptırmak için greyderleri sokturan, doğal alanları paramparça ettiren de İsmet Paşa’dır. Hedefi de kamu arazilerini gasp edenlerin yaylalara kolayca beton ve demir taşımasını sağlamaktı.
Bu yıkıma direnen Rizeli kadınları coplatan da İsmet Paşa’dır.
Yani Türkiye’nin geleceğini rezil eden asla ve asla “AKP” olmayıp İsmet Paşa ile “CHP”dir.
Emin olunuz ki laiklik olmasa idi “Ayder Yaylası” böyle perişan edilmez, derelerin suyu da çalınmazdı. Hele bir Arap milletinin hayatından alınma şeriat kanunları gelsin… Hele 2023’te “Yeni Türkiye” adı altında din devleti kurulsun, “Ayder” eskisinden daha hoş olacaktır.
Rizeli Erdoğan’dan bu büyük hakikati hemşerilerine bir an önce açıklamasını bekliyoruz.
Motosikletçilere Açıklama
Bir hafta önce yazdığım “Motosikletçi Terörü” başlıklı yazımdan sonra, motosikletçilerden gelen müthiş bir küfür ve tehdit saldırısı ile karşı karşıya kaldım.
Aslında yazımın amacı, sokaklarda egzoz patlatarak hava atan motosikletçi tipleri ile ilgiliydi. Bu gerçekten büyük bir sorun. Bunu bazı otomobil kullanıcıları da yapıyor. Bu rezilliği daha önce “egzoz terörü” olarak yazmış ve önlenmesini istemiştim. Otomobillerde bu egzoz patlatma işi azaldı ama motosikletçilerde arttı. Bunun önlenmesi gerekiyor. Ama gel gör ki normal motosikletçilerin “Apaçi” dediği o kompleksli tipler, bunu anlamak istemiyorlar.
Bu arada Vatan Partili Uğur Atış aradı, konunun bütün motosikletçileri suçlamak gibi anlaşıldığını söyledi. O’na böyle bir niyetim olmadığını açıkladım. Peşinden “Türkiye Motosiklet Platformu” adına Yahya Dikici arayıp gayet uygar biçimde motosikletçilerin sorunlarını aktardı. Bana önemli açıklamalar yolladı. O’na da amacımın asla bütün motosikletçileri suçlamak olmadığını belirttim. Hedefimin müthiş gürültü çıkartarak halkı perişan eden tipler olduğunu söyledim. Gerçek durum da budur.
Yine aynı platformdan Zafer Fatih Özsoy, elektronik mektup yollayarak sorunlarını ve motosikletçilerin yaptığı hizmetleri yazdı. Onlardan yeni şeyler öğrendim.
Benim amacım, hiçbir zaman bir camiayı toptan suçlamak olmamıştır. Hele hele trafikteki otomobil sürücülerini motosikletçiler aleyhine kışkırtmak gibi bir tavrım asla olamaz. Çünkü ben, akan trafikte sağıma doğru bir motosikletçi yaklaştığını görünce hafif sola yanaşıp geçmesi için yol veren bir insanım. Aldığım aile terbiyesi ve Atatürkçü dünya görüşüm bunu gerektirir.
Bütün otomobil kullanıcılarını, motosikletçilere anlayışlı davranmaya çağırıyorum.
Lakin; gürültünün kaynağı durumundaki “Apaçi” denilen tiplerin, gerçek motorcuların arasından ayıklanması gerekiyor. Bunun için de ilgililerin “Türkiye Motosiklet Platformu” ile işbirliği yapmasını öneriyorum. Devlet, elinde bulunan bu fırsatı kullanarak motosiklet trafiğini daha kaliteli hale getirebilir.
Gürültüsüz ve sağlıklı sürüşler diliyorum.
Aydınlık Gazetesi - 09.08.2017, Çarşamba
09.08.2017