09.12.2011 / Ruhat Mengi - Sinemacılar Gerçeği Saklasın mı?
……………………………………………..
Parktaki Kedilere Haciz Gelseydi Kurtarırlar mıydı?
Dün Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün Antalya’da “sahibinin 1500 TL borcu nedeniyle haczedilen köpeği, yardımcısını göndererek ve 5000 TL vererek hacizden kurtardığı” haberi her yerdeydi. Bazı TV programlarında konudan söz eden sunucuların “Sarıgül’ün zaten hayvanları çok sevdiğini” vurguladığını duyunca ne düşündüğümü sanıyorum kendisi de tahmin edebilir.
Bir kere her ama her konunun bir reklam şovu haline dönüştürülmesi hiç hoş değil, birçok kişi sıkıntıdaki insanlara ve hayvanlara iyilik yapıyor ama bunları “iyilik yapmış olmak için” yapıyor ve reklam düşünmüyor, bir köpeği kurtarmanın reklamı olur mu? Ama “bir parktaki yüzlerce hayvanın ölümü aynı belediye ile birlikte anılıyorsa” o zaman bunları unutturmak için oluyor demek ki..
Hayvana Şiddet Varken..
Haberi okuyunca açıkçası “eğer o yok edilen parmak kadar kedi yavrularının ve köpeklerin de medyada reklam gücü veya oy verecek sahipleri olsaydı, onlara da haciz gelseydi ölmezlerdi belki” diye düşündüm. Hala içim yanıyor onlar için.. Ve hep yazacağım; hayvanlara şiddet uygulayan, uygulatan, yok eden veya buna bilerek göz yuman kişi babam olsa O’nun da “insanları bir karşılık beklemeden sevebileceğine ve insana ya da hayvana iyilik için koşturacağına” inanmam artık.
Belediye Görevlisi Nasıl Gider?
Bu arada, hacizdeki köpeği kurtarmaya Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Kahraman Eroğlu gönderilmiş. Bu yardım Başkan’ın kendisi tarafından mı, Belediye tarafından mı ödendi? Belediye’nin parasıyla ödenmişse olamaz, kendisi ödediyse “Belediye elemanını gönderme hakkı” olamaz, nasıl gitti yardımcı? Şişli hakkında bilgi vermek için arayanlar oluyor, “Veteriner Gönül Koç’un bu kadar şikayete rağmen neden görevden alınmadığı” ile ilgili “bazı imzalar atmış olduğu” benzeri enteresan şeyler de anlatıyorlar.
Belediye dikkat etsin de bu konular önemli zamanlarda karşılarına çıkmasın, zorluk olacağına şüphe yok!
(Not; “Maçka Parkı”ndaki kedilere her tür sıkıntıyı, şiddeti reva görürlerken onlara “parktaki içkicilere, tinercilere dokunulmuyor, kedi ve köpeklere çamaşır suyu sıkılıp öldürülüyor. Bir güvenlik görevlisi koysanız bunlar önlenir, insanlar için de tehlike olmaz” diye defalarca söyledim. Yapmadılar, dün Parkta “30 yaşında bir erkeğin vurularak öldürüldüğü ve cesedinin bulunduğu” haberi çıktı.
Bir genç insanın hayatını kaybetmesindeki sorumsuzluk bu işte.. Öte yanda bu olay, Park’ta açılan ve o kedi-köpeklerden kurtulmak istemelerinin nedenlerinden biri olan Kafe’ye o hayvancıklardan az mı zarar verecek acaba?)
Gazete Vatan - 09.12.2011, Cuma
09.12.2011