12.07.2019 / Tuncay Mollaveisoğlu - ‘Ne Kadar Yanarsa O Kadar Öderiz!’
Orman Bakanı Pakdemirli açıkladı; “Yangında can ve mal kaybımız yok, 300 hektarlık alan etkilendi...”
Bakan “insan bakanı” tabii... Alevler içinde kalan dağ keçilerini, ceylanları, kaplumbağa, yılan, sincapları can kaybı olarak görmemesi doğal!
Küle dönen yüzbinlerce meşeyi, kızılçamı, sığlayı doğuran toprak ananın, dili yok ki konuşsun...
20 saat sürdü Muğla’nın cennet topraklarında yangın. Gazetemizde detayları var. Yangın söndürme helikopterleri ve 500’ün üzerinde personel ile müdahale edildi...
“Bu kadar sık neden yanıyoruz?” sorusuna yanıt ararken bir detay dikkatimi çekti. Orman yangınlarına uzun yıllar boyunca “Türk Hava Kurumu” müdahale ederken, “AKP” döneminde bu alan da özel sektöre açılmış.
Bir önceki ihaleye “Türk Hava Kurumu” (THK) tek başına girmiş. “THK”; yangınla mücadelede uzmanlaşmış, elinde yangın söndürme uçakları dahil gerekli teknik donanımı bulunan bir devlet kurumu...
Ancak “AKP” iktidarı ihaleyi “THK”ye vermemiş. Bir başka özel şirkete vermiş. Yapılan anlaşmaya göre şirket, yangın başına ödeme alıyor...
Daha doğrusu; yangına müdahale sırasında, uçuş başına saatlik ücret yazıyor, yıllık olarak şirkete yangın çıksa da çıkmasa da bir garanti ödeme vaat ediliyor.
Yani bunun anlamı; ne kadar çok yangın olur ve helikopterler ne kadar çok uçuş yaparsa şirket o kadar para kazanıyor... Bu anlaşma size de garip gelmiyor mu?
“İhaleyi alan şirket çok para kazanmak için yangın duasına çıkar demiyorum.” Anlaşmanın şartları gereği bu sorunun insanın aklında asılı kaldığını söylüyorum.
Başka sorularım da var:
- “Türk Hava Kurumu”, uzun yıllar boyunca yangınlara müdahale eden uzmanlaşmış bir devlet kurumuyken, neden devre dışı bırakıldı?
- 20 saat süren yangında, uçakları hazır olarak bekleyen “THK”den neden yardım istenmedi? Yardım istenseydi yangın daha hızlı söndürülemez miydi?
- “THK”nin yangına müdahale etmesi, özel şirketin helikopterlerinin daha az uçuş yapmasına neden olacaktı. “THK”den destek istenmemesinin nedeni bu olabilir mi?
- Orman yangınlarına müdahaleyi “ticari bir iş” olarak planlamak kamu yararı ile çelişmiyor mu?!
- Yangın olsa da olmasa da şirkete verilen garanti saat süresi ve miktarı nedir? Yangınlara müdahale için belirlenen süre aşıldıktan sonra ekstra uçuşlar için ödenecek miktar ne kadardır?
- Yangınlara müdahalede helikopterler söndürmekten daha çok soğutma amacı ile kullanılır. Oysa uçaklar helikopterlerden 4-5 kat daha fazla su taşıyabiliyor. Ayrıca helikopterler yangına müdahale ederken pervanelerinin yarattığı rüzgar alevlerin daha da büyüyüp yayılmasına neden oluyor. Bu gerçeklere rağmen “THK”nin uçakları yerine helikopterlerle yangına müdahale etmenin mantığı nedir?
Bakanlığın yaptığı açıklamada uçakların araziye uygun olmadığı iddia edildi. Oysa “Türk Hava Kurumu”nda bulunan söz konusu uçakların yangının olduğu bölgede rahatlıkla görev yapacakları bilgisine uzmanlara danışarak ulaştım.
ABD’de orman yangınlarına özel sektör ile müdahale edilirken yılda harcanan paranın 1.8 milyar dolar olduğunu, ancak kamu desteği ve uzman kamu kurumları devreye girdikten sonra harcama bütçesinin 300 milyon dolara düştüğünü belirteyim.
Hükümet yangına müdahale eden şirkete, “ne kadar uçarsan o kadar öderim” diyor... Bu durumda yazının başlığı yüreğimizi yaksa da bir gerçeği ifade ediyor...
Bir not ile bitireyim, yangın turizm adı altında bölgeyi yağmalayanların yıllardır betona gömmek istedikleri bölgede gerçekleşti. Yanan alanların ağaçlandırılacağı sözü verilmiş olmasına rağmen Türkiye gerçekleri endişe etmemize neden oluyor.
“Bodrum Güvercinlik”te de herkesin gözü önünde yakılan ormana benzer sözlere rağmen oteller dikildi. Orman yangınlarına çok dikkatli ve çok boyutlu bakmakta yarar var.
Cumhuriyet Gazetesi - 12.07.2019, Cuma
12.07.2019