14.07.2013 / Bekir Coşkun - Kesme Kültürü
Akıllarına hemen kesmek geliyor...
Satır...
Pala...
Bıçak...
★
Çünkü onlara çocukluklarından bu yana, kesmenin “ibadet” olduğunu öğrettiler...
Kesince, koça binip Cennet’e gidiyorsun...
Kestirmeden...
★
İnanç uğruna kesmenin iyi bir şey olduğunu bilinçaltına koyduktan sonra, yaşamı boyunca artık gözü neyi keserse...
İşin kolayını öğrendi çünkü devlet adamı olduğunda dahi elinde manevi satır...
Ses keser...
Dil keser...
Söz keser...
Ceza keser...
Kafa keser...
Ne yapacağını kestiremez insan...
★
Günlerdir aslında bunu izliyorsunuz...
Kesme kültürüdür bu...
Merhamet, acıma, vicdan arama...
Cana saygı bulunmaz...
Salladı mı...
Can ister...
Kan ister...
Acı ister...
İçinde, başka bir varlığın canını alarak, o canı özenle veren Allah’a şirin gözükme kurnazlığı... Ya da başka bir canlının canını alarak, kendini Cennet’e atma çıkarcılığı olsa da...
İçinde zırnık kadar akıl yoktur kesme kültürünün...
★
İzlediniz...
Ağacı kesmeye kalkmakla başladı...
Bizim çocuklar “kestirmeyiz” diye koştular...
Yolu kesti...
★
Ve beynine kesmenin sevap olduğu işlenmiş olanları, palalarını, satırlarını alarak, karanlık sokaklardan çıkıp geldiler...
Kesmeye...
Bir kedi yavrusuna tekme atılsa paralanan... Ya da olmadı oturup ağlayan bizim çapulcularımızı gözlerine kestirdiler bu kez...
★
Asıl kesmeye kalktıkları Cumhuriyetin önü ya...
Satırdan daha güçlüdür özgürlük...
Kesmez...
Cumhuriyet Gazetesi - 14.07.2013, Pazar
14.07.2013