23.02.2012 / Bekir Coşkun - Deve Kini...
Niye öyle “deve kini” demişler bilmiyorum...
Çünkü ben daha çok koyun moyun gördüm...
Deve gördüysem bile, kindar mı, değil mi?..
*
Normalde hasta yatağından kalkan birisi, hoş duygular içinde “Dua edenler sağ olsunlar” demez mi?..
“Hamd olsun iyiyim...”
“Siz de çok yoruldunuz...”
“Dünürler nasıl da koştu...”
“Allah razı olsun hepsinden...”
“Terliğim nerde?..”
*
Ama bu, doğrulur doğrulmaz “Kininizin davacısı olunuz” dedi...
*
Seçimlerden hemen önceki yazımdı:
“Kini nefreti iktidar yapmayın...”
Yaptınız...
O da “Barışın davacısı olun”, “Sevginin davacısı olun”,“Hoşgörünün davacısı olun” demedi zaten...
*
Kin ne işe yarar?..
Kin ile okşanan baş, tutulan el, uzatılan lokma duyan var mı?..
Savaşanların, öldürenlerin, kan davalarının ya da kadınlarını sokak ortalarında bıçaklayanların sahip oldukları tek duygu değil midir kin?..
Onun için zaten kuşa, kelebeğe değil deveye yakıştırdılar:
“Deve kini...”
*
Ben “kin” önermeyi insanlık suçu sayarım...
Rejimlerden sadece faşizm kin duygusu ile beslenir...
Yıkmak için...
Yok etmek için...
Ezmek için...
Bitirmek için...
Canları yakmak için lazım olan şeydir kin...
*
Bundan sonra olacaklara bakın asıl:
İktidarını yitirme korkusu arttıkça, kendi gençliğine “Kininize sahip çıkın” mesajı boşuna değil...
Gerekirse bir çatışmanın çağrısı...
Cumhuriyeti savunan kurumları ve önde gelenleri silip süpürdükten sonra... Daha alt katmanlarda, sokakta, işyerinde, sınıfta, apartmanda, mahallede kalanları da sindirmeye çağrı...
Yoksa kin neye lazım?...
*
Yüreklerindeki kinle gelsinler...
Biz de yüreklerimizdeki cumhuriyet sevgisiyle karşı koyarız...
Cumhuriyet Gazetesi - 23.02.2012, Perşembe
23.02.2012