23.10.2013 / Ruhat Mengi - ODTÜ ve ‘Marjinal Gruplar’ Masalı!
Ortada “Orman Yasası’na göre işlenmiş bir suç” var.. Mülkü kendisine ait olmayan bir orman alanına baskından farksız şekilde, hırsız gibi bir gece yarısı girmek ve 600 adet “tescilli, bazıları 1’inci derecede tescilli değerli ağacı” kesip götürmek.. Oysa tek bir ağacın kesilip götürülmesi bile suç..
Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek (ODTÜ’den gelen bilgiye göre ‘Valilik ve Emniyetle ortak’ çalışarak) gece 9.30’dan sabah 6’ya kadar tam 600 ağacı kesip taşıttığını iddia ediyor. ODTÜ Rektörü ve diğer öğretim üyeleri ise “bu sayıda ağacın asla 8.5 saatte sökülüp taşınamayacağını” söylüyorlar.
Bu durumda Gökçek’in hemen benzer şekilde bir “600 ağacı 8.5 saatte söküp taşıtabileceğini” ispatlaması lazım. Veya bu “uzay çağı süratiyle” kazandığı başarısının (!) görüntülerini halka göstermesi.. Oysa Gökçek tüm israrlara rağmen “taşıttığı yeri ve o ağaçları” bile gösteremiyor.
Eli Sopalılar!
“ODTÜ Yönetimi” polisin üniversite arazisine girmediğini, dışarıda “öğrencileri durdurmak için abluka” oluşturduğunu, içerde ise malum “eli sopalı grupların” bulunduğunu, öğrencileri tepkiye yöneltmek için “yol faaliyetine” tatilde değil, tatilin tam bittiği gün başlandığını anlatıyor.
ODTÜ yolun açılması için planların olduğunu ve buna uyacaklarını kabul ediyor, kabul etmedikleri “bir iki ayda özenle taşınabilecek değerli ağaçların oldu bittiye getirilerek, inatlaşarak-boy gösterisi yaparak baskınla kesilmesi”... Şimdi de Melih Gökçek “Biz yine ağaç dikeriz, parasını verelim, ODTÜ’ye hizmet etmek onurdur” gibi alaydan farksız açıklamalar peşinde.. Oysa mesele para değil, mesele bir belediye başkanının “yasaları takmadan bildiğini okuması”..
“AB’ye gireceğim” diye kapıda bekleyen Türkiye yıllar öncesinin “Teksas kanunları”nın geçerli olduğu bir ülke mi olacak? Mesele bu!
Ağaç Medeniyettir!
Başbakan Erdoğan 3’üncü köprü için kesilen binlerce ağaca gösterilen tepkiler konusunda “Yol uğruna herşey feda edilir. Yol medeniyettir.. Önünde cami olsa yıkarız, başka yere yaparız” demiş.
Bu sözler yol olmayan, köprü olmayan, insanların yol olmadığı için sıkıntı çektiği bir şehir için söylense bir ölçüde haklı olabilir. Ama İstanbul’da ne 3’üncü köprü ne de 3’üncü havaalanı büyük bir ihtiyaç.. Bunları ille de yapacağım diye binlerce ağacı bir defada kesmek elbette eleştirilecektir.
Çölde Kalacağız
Ayrıca, “yol medeniyet” ise “orman, ağaç, yeşil” o medeniyetin anasıdır. Dünyanın nasıl çölleşmekte olduğu, kuruduğu ve bu konunun Batı toplumlarının kabusu halinde olduğu yapılan sayısız belgeselle ortaya konmuşken.. Türkiye’de ve özellikle illerde ormanların nasıl azalmış olduğu, şehirlerde parkların bile tek tük kaldığı da biliniyor.
Durum buyken ve İstanbul “havadan bakıldığında” bir taş yığını halinde görünür, Boğaz çevresinde bile yeşillik bırakılmamışken “orman kesiliyor diye tepki vermeyin” demek hatalı bir beklentidir.
Atatürk ve Çınar Ağacı!
İnsanın aklına Atatürk’ün Yalova’da “bir çınar ağacının dalları kesilecek” diye izin istenince köşkü raylar üzerinde kaydırması geliyor. Başka söze gerek yok sanıyorum!
.....................................................
Gazete Vatan - 23.10.2013, Çarşamba
23.10.2013