14.01.2018 / Atila Alpöge - Gece İken Gündüz. Başka Bir Deyişle Işık Kirliliği
Dünyanın çoğu yerinde “gece”ye güle güle diyoruz. Başka bir deyişle, yeryüzünün yüzyıllar boyu sürdürdüğü düzeni, bedenimizin varlığını dayandırdığı sistemi allak bullak ediyoruz. Keyif olsun diye. Öylesine. Araştırmacılar el attığımız her yeri ve her şeyi aydınlatıp, geceleri gündüze çevirme merakımıza kuşkuyla bakıyorlar. Daha doğrusu, bu marifetimizi onaylamıyorlar. Uzayın penceresinden bizlerin ufacık yaşantımıza göz atınca rahatsız oluyorlar.
Mesele şu. Saptanmış ve görülmüş ki, yıllar geçtikçe hemen hemen her yerde geceler ışıklanıyor. Durmadan ışık kaynakları orayı burayı aydınlatıyor, gereksiz bir sürü yeri ışığa salıyor. Niye? “Bak, benim nelerim var! Görmedinse gör!” deme numarası için mi?
Uzaydan yapılan gözlemlere göre 2012’den 2016’ya kadar dünyanın orasında burasında yapılan bina dışındaki gece aydınlatmaları her yıl %2 oranında artmış. Bunun hem insan sağlığı üzerinde, hem de bitkisel yaşamda olumsuz etkileri söz konusu olmaya başlamış. Bu konudaki çalışma “Science Advances” dergisinde yayımlandı.
Örneğin, İngiltere’ye ve Fransa’nın kuzey batısına bir göz atalım.
Çalışmalar gösteriyor ki Güney Amerika, Afrika ve Asya ülkelerinde gece sokak aydınlatması özellikle artıyor. Hani, görüntüler çok da güzel ve çekici. Ama uzmanlara göre gittikçe artan zararlar ve tehlikeler her yerde gündeme geliyor.
Bu konunun başka uzantıları da var. Başka bir araştırmaya göre gecelerin aşırı ışığı çiçektozu oluşmasını (polenleşmeyi) etkiliyor; çünkü bu olguya hizmet eden uçucu böcekleri kaçırıyor. Daha değişik bir çalışmaya göre yapay gece ışıklandırması ağaçların daha erken tomurcuklanmasına neden oluyor. Daha da ötesinde, pırıl pırıl parlayan kent ortamlarının göçmen kuşları ters yönde etkilediği biliniyor. İnsanların huzur içinde uyuması da etkileniyor aşırı aydınlatmaların yatak odalarına yansımasından.
Uzmanlar görme yeteneğinin bol ve aşırı ışığa değil de, görsel ortamda karşıtlığın (kontrastın) olmasına bağlı olduğunu vurguluyorlar. Başka bir deyişle, şimdikinden daha az gece ışığının daha iyi görmeye olanak sağlayacağını belirtiyorlar.
Ama, “Bakın biz neyiz?” gibisinden boş bir gururla yapılan sokak, bina ve mağaza aydınlatmaları kuşları, bitkileri ve de insanları etkiliyor. Bir de elektrik üretimini gereksiz yere pompalıyor. Fosil yakıt üretenlerin cüzdanlarını doldurarak.
“Paris Belediyesi” 4-5 yıl önce gece aydınlatmasını sınırlama uygulaması başlatmıştı. (Ekogazete). Acaba sonuç ne oldu?
Atila Alpöge, Ekogazete, 14.1.2018 / Yararlanılan kaynak: Victoria Gill, BBC News, 22.11.2017
https://ekogazete.wordpress.com sitesinden alınmıştır. - 14.01.2018, Pazar
14.01.2018