17.06.2019 / Kuraklığa Rağmen Çölleşmeyi Önleyebiliriz
Bugün, “Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü.” Kuraklık, iklim değişikliği gibi bilinen sebeplerin yanında yanlış arazi kullanımı sonucu biyolojik ve ekolojik özelliklerin bozulması da çölleşmeye neden oluyor. Alınabilecek önlemlerin başında bitki örtüsünün, ormanların ve tarım alanlarının korunması geliyor.
Çölleşme kurak, yarı kurak ve yarı nemli alanlarda, iklim değişiklikleri ve insan faaliyetleri de dahil olmak üzere çeşitli faktörlerden kaynaklanan toprak ve ekolojik şartların bozulmasıyla oluşuyor. Bu durum yaşamsal açıdan önem taşıyan birçok çevresel, sosyal, ekonomik ve kültürel sonuçlar ortaya çıkarıyor. Toprak verimsizleşerek bitki örtüsünün bozulmasına yol açıyor. Gıda üretimi azalarak kıtlığa, göçlere, anlaşmazlıklara, ekonomik gelir kaynaklarının azalmasına sebep oluyor. Dünyamızı tehdit eden çölleşmeye karşı tüm insanlığın ortaklaşa mücadele etmesi gerekiyor. “Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Uygulamaları Araştırma ve Uygulama Merkezi Yönetim Kurulu” üyesi, “TEMA Vakfı Bilim Kurulu” üyesi Murat Türkeş, “Aydınlık”ın sorularını yanıtladı.
- Çölleşmenin temel sebepleri neler?
- Birçok nedeni var ama eskiden düşünüldüğü gibi sadece doğal iklim, arazi, toprak gibi nedenlerle oluşmuyor. Kuraklık, iklim değişikliği, doğal erozyonun yanı sıra yanlış arazi kullanımı ve arazinin çeşitli insan etkinlikleriyle tahrip edilmesi sonucunda arazinin biyolojik ve ekolojik özelliklerinin bozulmasını “çölleşme” olarak tanımlıyoruz.
“Yıllık Su Açığı Var”
- Türkiye’nin çölleşme riski hangi oaranda?
- Türkiye iklim olarak büyük Akdeniz iklim bölgesinde. Ülkenin batı ve güney yarısı genel anlamda Akdeniz iklimine sahip. Karadeniz, Kuzeydoğu Anadolu ve dağlık alanlarımız dışında arazinin büyük bir bölümünde yıllık su açığı var. Yağış, buharlaşma ve terleme ile kaybedilen suyu karşılayabilecek durumda değil. Yanlış arazi kullanımının, iklim değişikliğinin ve kuraklığın etkili olduğu Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesi, Doğu Anadolu’nun güney ve doğu bölümü, Akdeniz’in bir bölümü ve Güneydoğu Anadolu’nun büyük bir bölümü orta düzeyden yüksek şiddet düzeyine kadar çeşitli şiddet derecesind çölleşmeden etkilenebilirliği olan arazilere sahip.
- Su ve rüzgar erozyonu çölleşmeyi etkiliyor mu?
- Yanlış arazi kullanımı ve iklim değişikliği söz konusu değilse doğal erozyon çölleşmeye neden olabilir. Rüzgar ve su erozyonu iklim değişikliği ve yanlış arazi kullanımıyla birleşirse o zaman çölleşmeye etkisi daha büyük olur.
Tarım ve Orman Alanları Amaç Dışında Kullanılmamalı
- Çölleşmeye karşı alınabilecek önlemler neler?
- Havanın, suyun, toprağın, arazinin iyi kullanımı burada çok önemli. Bitki örtüsünün korunması, ormanların ve her türlü doğal bitki örtüsünün korunması ve sürekliliğinin sağlanması, ormansızlaşmanın azaltılması, tarım ve orman arazilerinin amaç dışı kullanımının önüne geçilmesi gerekiyor. Toprak sulama tekniklerinin iyileştirilmesi gerekiyor ve toprak organik maddesini artırılması gerekiyor. Bunları yaptığınızda iklim ne kadar kurak ve sıcak da olsa çölleşme süreçleri bir çölleşme etkisi yaratmayabilir. Yarı kurak bölgelerde bile uygulamalarıyla tarımsal üretim artırılabilir. Bunların hepsi aynı zamanda çölleşmenin önüne geçebilecek ve iklim değişikliği ile mücadele edilebilme açısından çok önemli noktalar.
- Erozyon kontrolü çalışmaları yapılıyor mu?
- Türkiye çok yüksek bir ülke. Ortalama yükseltisi 1130 metre. Batıdan doğuya, kuzeyden güneye hemen hemen her yönde çok değişken, çok parçalı ve yüksek dağlarla sıralanmış çok zengin bir ülke. Topografik değişkenlik, kısa mesafelerde arazinin jeolojik topolojik özelliklerinin değişmesi, ani eğim değişimlerinin olması doğal erozyonu, su ve akarsu erozyonunu bunlar denetliyorlar. Doğal erozyonla çölleşmeyi eş anlamlı tutmuyoruz. Anlattığım tarzda bir arazi bozulumu gerçekleşirse bunu çölleşme olarak kabul ediyoruz.
Aydınlık Gazetesi - 17.06.2019, Pazartesi (Berfin Bakay)
17.06.2019