15.01.2021 / Yalçın Bayer - Kuruyan Göllerimiz Nasıl Peşkeş Çekildi?
Tatlı su göllerimiz 1950’den beri politikacılarımız tarafından seçmene peşkeş çekilerek kurutuldu. Tanık olduğum göllerin kurutulma hikayeleri şöyledir:
Gavur Gölü: 1952-54 arasında Kahramanmaraş’ın 20 kilometre güneyindeki, 900 kilometrekare (9 milyon hektar) yüz ölçümünde “Gavur Gölü”, göldeki kamışlar bataklık sayılarak kurutulmaya başlandı. Oysa burası içindeki kamışlarla doğa harikası bir göldü; içinde torik benzeri bıyıklı yayın balıkları zaman zaman avlanırdı. Bu gölün DSİ mühendisi, sonradan Başbakan ve Cumhurbaşkanı olan Süleyman Demirel’di. Göl kurutuldu ve kazanılan arazi DP/AP’li Mehmetbey ve Bozhüyük köylülerine dağıtıldı. Su tamamen kurumamıştı, “doğa ana” reddetmişti. 1983 yılında ilkbaharda tekrar kaynadı.
Eğridir: Isparta’nın Eğridir Gölü, bataklık kurutma bahanesiyle kurutuluyor! Gölden 450 metreküp sulama suyu çekilince ne olur? “Kuruyor” diye ağlaşılmaya başlanır. Sonra da “uyanık vatandaş” kuruyan bu toprakları zapt eder! Bunlar AP, ANAP, DYP ve AKP’nin yerel teşkilat mensuplarıdır. Vatandaş için arazi kapatmak kutsal bir haktır. Proje mühendisi yine genç Süleyman Demirel’dir. Şevket Demirel’in ürettiği elmalar ihracatta Türkiye’nin yüzünü güldürmektedir.
Eber ve Çumra: Afyon’daki kağıt fabrikalarına sukamışı veren “Eber” ve “Çumra” gölleri, AKP döneminde kağıt fabrikaları özelleştirince sahipsiz kalmışlar ve kurumuşlardır.
“Kastamonu Kağıt Fabrikası”nın kamış ve suyunu aldığı “Kastamonu Gölü” bir diğer özelleştirme kurbanıdır.
Göllerin yok edilme usulü: Bir kara çalınarak su kurutulmakta, sonra yerli sağ parti teşkilatı arazileri artık vatandaşa değil kendi zilliyetlerine geçirmektedir.
Şimdilik göller böyle yok olmaktadırlar.
Su kaybını önlemek için yeraltı barajları yapılmalı ve barajın yüzeyi güneşi kesen bilyalarla örtülmelidir. İlk DSİ Genel Müdürü Süleyman Demirel’in 1960 yılındaki raporlarında bu çözümlerden bahsedilmiştir. Çünkü şimdiki yöneticiler bu çözümlerden su kıtlığına çare olarak bahsetmektedirler. Kararlar, tarım, su varlığı göz önüne alınarak alınmalıdır. Çünkü 1965 yılında Demirel başbakan iken, Atatürk’ün arşivlerden “1936 Meclis Açılış Nutku”nda, “Elbistan Ovası’nın hemen altında 40 milyon ton kömür madenleri var, hükümet bunu değerlendirsin” demiş ve kömürler böyle değerlendirilmiştir.
Aslan Özmen / Yüksek Mühendis
Günün Sözü
Sürekli ve disiplinli su seferberliği yapmak zorundayız. Adımını dirençle atmazsak “su esiri” olacağız. Örnek verelim: Su kıtlığından su zenginliğine giden yolda İsrail’i bilelim ama tohumda müşterisi olduk, bari su sisteminde müşterisi olmayalım.
Unutmayalım: Yağmur suyu kullanımı, yönetmelikleri, başka ülkelerde, ABD’de ve Almanya’da var, adı sarnıç! Unutmayalım.
A. H.
………………………………
Hürriyet Gazetesi - 15.01.2021, Cuma
15.01.2021