01.09.2013 / Bekir Coşkun - Lulu'nun Bekleyişi...
Sevmiyorum bu mevsimi...
Kelebekler bahçeleri terk ettiler, kırlangıçlar gitti, yazlıkçılar kepenkleri kapattılar, bahçede unutulmuş bir sandalye rüzgarla sallanır durur...
Denize baksan...
Ağlayan göze benziyor...
★
Lulu; daha bebek, kulağı yerlerde o sosislerden... Bir yaşıt arkadaş bulmuş; Romy... Büyüyünce belki kangal olur...
İkisini de sokağa atmışlar...
Birbirlerine sığındılar demek ki; biri önde, öbürü arkada, kapı kapı dolaşıp sığınacak ev arıyorlardı...
Birisi gözden kaybolduğunda öbürü deliler gibi ağladı...
Her ilgi gördüklerinde birlikte umutlandılar, gülen bir yüz gördüklerinde peşine takıldılar... Kimi zaman yiyecek kokusu gelen bir evin önünde oturup beklediler...
★
Bizim minik Barış annesinden izin alıp onları misafir etti...
Oldular üç can...
Mahalle; bir çocuk ile iki köpeğin dostluğunu, birlikte denize girişlerini, yiyecekleri paylaşmalarını, oynamalarını, yorulunca üçünün iskeleye gidip oturuşlarını seyretti...
Ama uzun sürmedi mutluluk...
Barış salıncakta kolunu kırdı...
Romy ile Lulu’dan ayrılıp erken gittiklerinde ağladı... Annesine rica etti, evlerini açık bıraktılar, kutulara yiyecek stokladılar, Romy ile Lulu sokakta kalmasın...
★
Şimdi Romy ile Lulu, Barış ile oturdukları terastan ayrılmıyorlar... Peş peşe çıkıp gezdiklerinde, bir çocuk sesi ile aniden boş eve koşuyorlar...
Evdekilerden birisinin terliğini bulmuşlar, önlerine koyup bekliyorlar...
Ve uzakta Barış, Lulu ile Romy’nin adı geçtiğinde gözlerini siliyor...
★
Siz birbirinizi öldürün...
“Bunlar köpekleri ile yatarlar” diye aşağılayın bir sevgiyi...
Asla ders almadan, asla bakıp da sevginin yüceliğini görmeden... Kendi çocuklarınızı bombalarla, kurşunlarla vurun...
★
Biz Barış’ı, Romy’yi, Lulu’yu sevgiden bir yumak yaparız...
Ve Barış büyüdüğünde...
Değil çocuklara, bir ağaca, bir dereye, bir bebek köpeğe bile kıymayacağı günlerin gelmesini bekleriz...
Cumhuriyet Gazetesi - 01.09.2013, Pazar
01.09.2013