16.11.2017 / Verimli Topraklarımızı Kaybediyoruz
“Fethiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğayı Koruma Derneği Yönetim Kurulu” Başkanı Okyay Tirli, “Erozyon Haftası” nedeniyle kaybedilen topraklara dikkat çekti.
Fethiye’nin de birçok toprağının küçük akarsular ve derelerle özellikle aşırı yağışlı havalarda denize ulaştığını ve denizin ekolojik hayatını olumsuz etkilediğini kaydeden Tirli; “Orman bakanlığının erozyonla yoğun başarılı bir şekilde mücadele etmesine rağmen ne yazık ki yapılan birçok yanlış projelerden dolayı bölgemizde erozyon tehlikesi sürmektedir. Erozyonla mücadele haftasını kutlamak yerine doğayı ve çevreyi koruyarak gelecek kuşaklara bırakma sorumluluğuyla, erozyonla mücadeleye tüm gücümüzle devam etmeliyiz” dedi.
“Her Saniye 16 Ton, Her Yıl 500 Milyon Ton Verimli Toprağımızı Kaybediyoruz”
Ülke topraklarımızın yüzde 80’inden fazlasının erozyon tehdidi altında olduğunu vurgulayan Tirli; “Her saniye 16 ton, her yıl 500 milyon ton verimli tarım toprağımızı erozyonla kaybediyoruz. ‘Dünya İzleme Enstitüsü’nün öngörülerine göre, anakaralar her yıl 24 milyar ton verimli toprak kaybetmektedir. Dakikada 10 hektar alan arazi bozunumuna uğramaktadır. Toprak bozunumuna etki eden ana etmenlerin başında su ve rüzgar erozyonu gelmektedir. ‘Gıda ve Tarım Örgütü’ verilerine göre dünyadaki orman varlığı her yıl ortalama 13 milyon hektar alan azalmaktadır” ifadelerini kullandı.
110 Ülke Çölleşme Tehlikesi İle Karşı Karşıya
Erozyonun çağın en büyük sorunlarından biri haline geldiğine dikkati çeken Tirli şunları söyledi: “Üretimi yapılamayan, kıt bir kaynak olan toprağın 1 santimetrelik tabakasının oluşabilmesi için 200 ila 1000 yıl geçmesi gerektiğini ancak çok kısa zamanda bozulup, tahrip olduğunu, erozyona karşı en önemli tedbirin ağaçlandırma çalışmaları ve ormanları koruma olduğunu da biliyoruz. Dünyada erozyon sebebiyle 110 ülke çölleşme tehlikesi ile karşı karşıyadır. ‘Birleşmiş Milletler Çevre Programı’ tarafından yapılan hesaplamalarla, dünyada çölleşme ve erozyonun önüne geçebilmek için yılda 42 milyar dolar harcanması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Özellikle ülkemizde tahribatı büyük boyutlara ulaşan su erozyonu, erozyon çeşitleri içerisinde en önemlisidir. Su erozyonundan sonra, diğer erozyon çeşitlerini; rüzgar erozyonu, çığ erozyonu, heyelanlar, dalga erozyonu ve buzul erozyonu şeklinde sıralayabiliriz.”
Erozyonun zararlarına dikkati çeken Tirli; “Bitki örtüsünün yok olması, erozyonun yanı sıra toprak kayması, sel, taşkın ve çığ felaketlerini arttırır. Erozyonla, sadece toprak değil toprakta bulunan organik maddeler, mikroorganizmalarda taşındığından toprağın verimi de azalır. Verimsizleşen ve yok olan tarım arazileri, üzerinde yaşayanları besleyemez duruma gelip, kırsal kesimden kentlere doğru göçü arttırarak, büyük ekonomik ve toplumsal sorunlara yol açar. Meraların tahribi hayvancılığın gerilemesine sebep olurken, gelirin azalması ve iş olanağının daralması sonucunu doğurur. Erozyon sonucu taşınan verimli topraklar, baraj göllerini doldurarak barajların ekonomik ömürlerini kısaltır. Yeşil örtü ve toprağın elden gitmesi iklim değişikliğini hızlandırmakta ve ekolojik dengenin bozulmasına sebep olmakta, ekosistemde biyolojik çeşitlilik azalmaktadır. Bitki örtüsü ve toprağın olmadığı bir yüzey, kar ve yağmur sularını ememediğinden, doğal su kaynakları düzenli ve sürekli olarak beslenemez. İlgili sivil toplum kurumu olarak Muğla genelinde ‘Erozyonla Mücadele’ konusunda tecrübeli kadromuzla bilgilendirme, bilinçlendirme ve kamu kurumları ile birlikte çalışmaya devam etmekteyiz” diye konuştu.
Fethiye Haber Gazetesi - 16.11.2017, Perşembe
16.11.2017