07.02.2014 / İbrahim Ethem Gönenç - Türkiye İçin Suyun Önemi
Merhaba! Bir önceki yazımda dünya için verdiğim su döngüsünü, aşağıda bu kez Türkiye için şematik olarak görebilirsiniz. Şekilde tüm değerler milyar metreküp/yıl olup, bunları oluşturmak için “Devlet Su İşleri”nin (DSİ) (bkz. www.dsi.gov.tr) ve “DPT”nin (bkz. www.dpt.gov.tr) çeşitli raporlarından ve yaptığımız model çalışmalarından yararlandığımı belirtmek isterim.
Aynen dünyamız gibi, Türkiye’nin ana su kaynağı da yağışlardır. Tabi yağışlarla düşen su, buharlaşmayla tekrar atmosfere geri dönmektedir. Denizlerimize yılda 165 milyar metreküp, karalara ise 501 milyar metreküp olmak üzere, yurdumuza toplam yılda 666 milyar metreküp yağış düşmekte, buna karşın denizlerimizden yılda 350 milyar metreküp, karalardan 274 milyar metreküp su buharlaşarak tekrar atmosfere geri dönmektedir. Denizlerimizde yağıştan fazla olan buharlaşma, her yıl karalardan denizlerimize transfer olan 180 milyar metreküp su ile karşılanmaktadır. Bu transferin kaynağı ise karalara düşen yağış ile buharlaşma arasındaki 227 milyar metreküp farktır. Ancak bunun bir kısmı (54 milyar metreküp) komşu ülkelere transfer olmakta, buna karşın komşu ülkelerden de 7 milyar metreküp su yurdumuzu beslemektedir. Sonuç olarak yıllık brüt su potansiyelimiz 180 milyar metreküptür. Ancak dünyamızınkine benzer nedenlerle (suların bataklıklarda, yerleşime uygun olmayan bölgelerde veya yeraltının ulaşılamayan derinliklerinde tutulması ve/veya taşkınlarla kaybedilmesi gibi), yurdumuzun kullanılabilir yıllık net su potansiyeli 110 milyar metreküptür. Halen yaklaşık 74 milyon nüfusa göre, kişi başına yıllık toplam su potansiyelimiz ise 1500 metreküp civarındadır.
90 Milyona Yeter
Türkiye sosyoekonomik sisteminin (SES), 20. yüzyıl sonlarında kişi başına ortalama yıllık su gereksinimi 600-650 metreküp olup; bu değer dünya ortalamasına yakındır. Bunun yüzde 16’sı iskan, yüzde 11’i endüstri ve yüzde 73’ü tarım sektörü tarafından kullanılmıştır. Ancak “DPT” tahminlerine göre; artan nüfus ve sektörel büyümenin su gereksinimlerini karşılamak üzere artacak su talepleri, 2030 yıllarında kişi başına ortalama yıllık su talebini 1200 metreküpe ulaştıracaktır. Buna göre, yurdumuzun kullanılır su potansiyelinin ancak 90 milyon civarında insanın su talebini karşılayabileceğini söyleyebiliriz. Türkiye nüfusunun, aşağıdaki şekilden görüleceği gibi en çok 30 yıl içinde 90 milyonu aşacağı göz önüne alınırsa, ne denli önemli bir sorunla karşı karşıya olduğumuz açıkça görülebilir. Bu sorun iklim değişikliği etkileriyle de her yıl giderek ağırlaşmaktadır.
Buraya kadar tüm tahminler genel Türkiye ortalamalarıdır. Maalesef yurdumuzda kullanılabilir su potansiyeli ne bölgelere ne de aynı bölge içindeki şehirlere eşit dağılmamıştır. Bunun başlıca nedeni yağışların yersel dağılım farklılığıdır. Örneğin “Karadeniz Bölgesi”nin kümülatif yağış bölge ortalaması 902,6 milimetre, “İç Anadolu Bölgesi”nin ise 359,2 milimetredir. Bir diğer sorun, bölgelerin “SES” farklılıklarına paralel olarak, su taleplerinin de yersel ve zamansal değişkenlik göstermesidir. Su talebinin yüksek olduğu büyük şehirlerimizde su sorunu uzun yıllardır gündemdedir.
Sürdürülebilir Yönetim Şart
Buraya kadar suyun sadece miktarı esas alınmış, kalitesi göz önüne alınmamıştır. Sektörel kullanımlar sonucu suyun kalitesi değişmekte ve bu “atık su” olarak adlandırılan kullanılmış sular (2010 yılında 9 milyar metreküp) doğal sisteme ve özellikle de su kaynaklarına boşaltılmaktadır. Bu nedenle yurdumuzun sınırlı su kaynakları, çoğu kez geri dönüşü olmayan bir şekilde kirletilerek, giderek hiçbir amaçla kullanılamaz hale gelmektedir. Ayrıca çevremizde Türkiye akarsularıyla beslenen, politik olarak istikrarsız ve büyük su sıkıntısı olan komşu ülkelerin varlığı, suyumuzun önemini uluslararası boyuta taşımaktadır. Türkiye bölgesinde barışa hizmet edecek; sadece kendi iç taleplerini karşılamak için değil, çevre ülkelerden gelebilecek talepleri de karşılayacak şekilde sularını korumayı ve sürdürülebilir olarak kullanmayı kesinlikle becermek zorundadır.
Artık söyleyebiliriz: “Su, Türkiye için de, stratejik açıdan savaşlara yol açabilecek son derece önemli bir kaynaktır.” Bu nedenle suyun sürdürülebilir yönetimi tüm dünya ile birlikte ülkemiz için de büyük önem taşımaktadır.
Aydınlık Gazetesi - 07.02.2014, Cuma
07.02.2014