18.04.2017 / İbrahim Ethem Gönenç - Dört Mevsim Vivaldi
Sizlere bu hafta; dantel gibi işlenmiş 45 opera, 75 sonat, 23 senfoni, 454 konçerto, 554 çalgı ve 40 kutsal müzik yapıtı üreten, mükemmel keman çalan, sevgilisi uğruna ülkesini terk edecek kadar aşka pervane, ancak beş parasız ölüp yoksullar mezarlığına gömülen bir büyük dehanın, namı diğer kızıl papaz Antonio Vivaldi’nin (1678-1741) ölümsüz eserini anlatacağım. O bu besteyle müziğin samanyolundan geçeli, dünyanın her yerinde yaz ve kış, ilkbahar ve sonbahar hep O’nun adını çağrıştırmıştır.
Vivaldi; her biri bir mevsimi temsil eden dört konçertodan oluşan “Dört Mevsim”i 1725 yılında, solo keman ve yaylı çalgılar için bestelemiştir. Her bir konçerto üç bölüme ayrılır; ilki bir “allegro” veya hızlı bölüm, ikincisi “adagio” veya “largo” da denen yavaş bölüm ve üçüncüsü ise sonuçlandırıcı bir “allegro” veya “presto finale”dir. Her konçertoya ortamı ve olayları anlatan ondört mısralık bir şiir eşlik eder. Vivaldi mevsimlere özgü olayları, örneğin rüzgarın uğultusunu, yağmurun sesini, kuru yaprakların düşüşünü ve kuşların ötüşünü müzikle adeta resimlemiş, bu nedenle “Dört Mevsim” ünlü İtalyan ressam Boticelli’nin tablolarındaki renklerin müziğe yansıması olarak yorumlanmıştır.
Dört Mevsim Konçertoları
İlk konçerto olan “İlkbahar”ın birinci bölümünde, kemanlardan kuş sesleri yükselir. Ayrıca bir derenin şırıltısı, meltem esintisi ve rüzgarın sesi duyulur. Bu tempolu ve coşkulu açılış teması ruhları okşamak içindir. İkinci bölümde yaylılar eşliğinde solo keman, bir çobanla köpeğinin ağaçların altında uyuklamasını seslendirir. Üçüncü bölümde ise sakin bir pastoral dans çalınır.
İkinci konçertoda “Yaz”, zaman zaman fırtına ve yağmurların görüldüğü, boğucu sıcaklıkta bir mevsimdir. İlk bölümde güneşin merhametsiz sıcağıyla adeta yanıp kavrulan insanlar, hayvanlar ve ağaçlar anlatılmaktadır. Ardından orkestra; kuşların şarkılarını, rüzgarın sesini ve yaklaşan bir fırtınanın uğultusunu seslendirir. İkinci bölümde, uykulu bir küçük çobanın, çakan şimşekler ve sinekler nedeniyle uyuyamaması canlandırılır. Son bölümde ise fırtınanın kükreyişi, bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun ekinleri yerlere yatırması duyulur.
“Sonbahar”, hasadın toplanmasını kutlayan köylülerin dansı ile başlar. Dansa, “Baküs’ün kadehi özgürce akar ve pek çoğu derin uykuda huzurlarını bulurlar” sözleri eşlik eder. İkinci bölümde köylülerin içkinin etkisiyle birer birer uykuya dalışı canlandırılır. Son bölüm ise bir av anlatımıdır. Solo keman korkmuş av hayvanlarının çığlıklarını seslendirir.
“Kış”ın ilk bölümünde; rüzgarlı, karlı ve buz gibi bir hava resmedilir. Solo keman ısıran ve iğneleyen rüzgarı, yaylı çalgılar ise titreyen ve ısınmak için ayaklarını yere vuran insanları anlatır. İkinci bölümde ise bir ateşin başında toplanmış köylülerin rahatlaması, huzur ve dinginliğe kavuşmaları canlandırılır. Konçerto, karda yuvarlanmanın ve buzda kaymanın heyecan ve keyfini yansıtan canlı bir allegroyla son bulur.
Haydi rastgele sana Vivaldi, ışıklar yoldaşın olsun!
Aydınlık Gazetesi - 18.04.2017, Salı
30.04.2017