03.06.2013 / Özdemir İnce - 31 Mart'tan 31 Mayıs'a Taksim
................................................................
Birden aklıma bir arkadaşımın anlattığı kedili bir olay geliyor:
Arkadaşımın mutfağına bir kedi dadanmış. Evi bahçeli, avlulu, eski zaman evi. Komşu evler de öyle. Kedi, duvardan atlayarak mutfak penceresinden içeri giriyor ve açıkta ne bulursa götürüyor. Kafası iyice bozulan arkadaş, kediyi bir gün koridorda sıkıştırıyor. Elinde sopa! Kedidir sağa sola kaçıyor. Çaresiz. Kıç tarafını duvara verip, sırtını kabartıyor ve dişlerini gösteriyor. Karşısındaki bir adım daha atsa üzerine saldıracak.
Arkadaşım korkmuş, kapıdan balkona çıkıp kenara çekilmiş. Bunu gören kedi, hiç acele etmeden, bir kahraman gibi ağır ağır çıkıp gitmiş. Gururla!
“Taksim Gezi Parkı”nda vatandaşlık ve hemşerilik hak ve onurunu koruyan halk, kedi gibi mutfak soymadı kuşkusuz. Ama hangi kediyi, hangi kedi-halkı sıkıştırsanız aynı şeyi yapar. Önce kendini savunur, meşru savunmasını yapar ve sonra huruç eder! Kuşatmayı yarar!
Bu hep böyle olur! Böyle olur, çünkü teslim olursa kılıçtan geçirileceğini bilir.
...............................................................
Aydınlık Gazetesi - 03.06.2013, Pazartesi
03.06.2013