04.11.2017 / Yıldırım Koç - İki Tavşan ve İşçilerimiz
İki tavşan Türkiye’de bir çiftliğin yakınında hem bulduklarını yiyor hem de insanları uzaktan gözetleyerek sohbet ediyormuş.
Genç tavşan, daha yaşlı olana dönüp, “Bu insanlar ne kadar zeki, neler neler yapmışlar” demiş. “Keşke biz de onlar gibi olabilseydik.”
Yaşlı tavşan, “Haklısın,” demiş, “Ancak bazı konularda da biz iyiyiz.”
Genç olan şaşırmış. Öyle ya, bir tavşan hangi alanda insanlardan daha iyi olabilir ki!
Tabii, hemen gülerek tepki göstermiş. “Olur mu öyle şey!” deyivermiş.
Yaşlı tavşan sakin bir biçimde bir soru sormuş. “Bak” demiş, “Çiftlikte bir köpek var. Bu köpek bizim üzerimize doğru koşmaya başlasa ne yaparız?”
Genç tavşan, hiç düşünmeden anında yanıt vermiş. “Kaçarız” demiş, “Başka ne yapılır ki! Ancak aptal veya sakat olan bir tavşan, köpeğin onun üzerine geldiğini görür de aynı yerde kalmayı sürdürür.”
Yaşlı tavşan bilgece gülümsemiş. “Şimdi,” demiş, “Sana bir olay anlatacağım. Ondan sonra bizim bazı alanlarda bazı insanlardan üstün olup olmadığımıza sen karar vereceksin.”
Resmi Gazete
Yaşlı tavşan yanındaki çantadan 25 Ekim 2017 tarihli “Resmi Gazete”yi çıkarmış. “Resmi Gazete”nin ilk sayfasında 12 Ekim 2017 günü kabul edilen “7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu” varmış.
“Bu kanuna baktın mı?” diye sormuş.
“Niye bakayım ki!” diye yanıt vermiş genç tavşan. “Sözünü ettiğin kanun Türkiye’de işçi statüsünde çalışan 15 milyon işçiyi ilgilendiriyor. Ben kendi ekmeğimi kendim kazanıyorum. Ücretli olsam, tabii ki bakardım. Ben akıllı bir tavşanım.”
Yaşlı tavşan, “İşte birçok işçiyle bizim aramızdaki fark da bu” demiş. Sonra devam etmiş.
“Bu kanunda 15 milyon işçinin önemli bazı hakları ortadan kaldırılıyor. Örneğin, işçi alacaklarında, işçi tazminatlarında ve işe iade davalarında işçilerin mahkemeye gitmeden önce zorunlu olarak arabulucuya başvurması koşulu getiriliyor.”
“Ne olmuş ki” demiş genç tavşan. “Daha iyi değil mi? Mahkemeye gidip dava açtığında avukata vekalet ücreti ödeyecek, mahkeme harçlarını yatıracak, bir de aylarca bekleyecek. Zavallı işçilerin işe iade davaları çok uzun sürüyor. İş mahkemelerinin omuzlarındaki yük böylece hafifletilmiş olmaz mı?”
Yaşlı tavşan, “Patronların istediği de işçilerin senin gibi düşünmesi” demiş. “Böyle olunca patronun temsilcisiyle işçi pazarlığa oturacak, al takke ver külah, işçiyi dava sonunda elde edeceği paranın bir bölümüne razı edecekler. Bunun yerine iş mahkemelerinin sayısını artırsalar ve bunların etkili bir biçimde çalışmasını sağlasalar doğru çözüm olurdu.”
Neler Var
Yaşlı tavşan bir noktaya daha değinmiş: “İşe iade davalarında da yerel mahkeme kararından sonra bölge adliye mahkemesinin kararı kesin kabul edilmiş. Ayrıca, kıdem tazminatı ve diğer tazminatlarda da zaman aşımı süresi 10 yıldan 5 yıla indirilmiş. Daha neler var neler.”
Genç tavşan yerinden fırlamış. “Bunlar” demiş, “Çiftlikteki köpeğin bize saldırmasından da beter. İşçiler ve örgütleri mutlaka buna çok büyük tepki göstermişlerdir, değil mi?”
Yaşlı tavşan gülümsemiş. “İşte” demiş, “Biz burada üstünüz. Saldırı oldu mu, biz uyanık davranıp, daha saldıranı hissettiğimiz an tedbirimizi alıyoruz, kaçıyoruz. 15 milyon işçi ve onların yaklaşık 1 milyonunu temsil eden işçi sendikaları, üzerlerine yönelik bu saldırı karşısında hiçbir ciddi tepki göstermediler. Anladın mı şimdi farkımızı? Hem ben gidip ‘Resmi Gazete’yi almak zorunda kaldım. Onlar akıllı telefonlarıyla bu bilgiye hemen erişebiliyorlar.”
Genç tavşan, işçilere verilen zararı daha ayrıntılı biçimde öğrenmek için “Resmi Gazete”yi almış ve okumaya başlamış. Bakalım bizim işçiler “Resmi Gazete”ye ne zaman bakacak!
Aydınlık Gazetesi - 04.11.2017, Cumartesi
04.11.2017