07.12.2017 / Asu Maro - Saf ve Sebepsiz Kötülük
Toplumdaki hastalık düzeyi günden güne artıyor mu, biz bu her cebe giren kameralar yüzünden daha mı çok görüyoruz bilemiyorum, muhtemelen ikincisi ama her koşulda durum vahim. Birçoğumuz içi el verip de tamamını izleyemese de haftaya Erzincan’dan dehşet verici görüntülerle başladık. Bir askerin kedi yavrusuna ettiği işkence görüntüleriyle.
Bu tabii ne ilk ne son; kafası kesilen deniz kaplumbağalarının, parçalanan flamingoların, kurşunlanan yunusların diyarındayız. Ama bir de gözle görünce iyice söyleyecek söz bulamıyor insan.
Görüntüler sosyal medyaya düşmese zaten hayatına aynen devam edecek olan er, ortalık ayağa kalktığı için savcılığa götürüldü, ifadesi alındı. Bunalımdaymış, nişanlısından ayrılmış, alkollüymüş, gerekçeleri bunlar. Ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış. Neden? Ortada katledilmiş bir canlı ve kimliği açıkça belli bir katil var.
Neden serbest bırakılıyor?
Bir hayvan yavrusuna, üstelik kedi gibi yanlışlıkla da olsa sana bir zarar verme ihtimali olmayan bir hayvanın yavrusuna işkence edebilen, onu öldürebilen bir insandan daha tehlikeli bir canlı hayal edilebilir mi? Bir çıkarı yoktur ondan, korkmanı gerektirecek bir durum yoktur, ne bileyim, “Vahşi bir aslanla burun buruna geldim, canımı korudum” gibi bir durum değildir. Kadın katillerinin sığındığı “Erkekliğim, onurum, gururum zedelendi” bahanesi bile devreye giremez burada. Saf, sebepsiz kötülüktür ve çok korkutucudur.
Hemen “İnsanlar ölürken...” diye devreye girmeyelim; aynı şeyi bir çocuğa zarar verebilenler için de düşünüyorum elbette. Sadece daha önce binlerce kez yazdığım gibi, benim için canlıların hayatlarının değeri birbiriyle kıyaslayarak ölçülmüyor.
Ayrıca konu insan hayatını korumaksa, kedi yavrusunu öldürenin insan öldürürken bir an tereddüt etmeyeceğinden eminim. Cezası yok nasıl olsa diye gücü ona yetiyor. Örtbas edebileceği anda insana da kıyar, gözünü kırpmadan.
O yüzden de kafanızda bir hiyerarşi varsa, sıra insana gelmeden bu kimselerin en ağır şekilde cezalandırılması, aramızda ellerini kollarını sallayarak dolaşamamaları gerekiyor. Korkuyoruz biz bunlardan, daha nasıl anlatılabilir? Bir daha ne zaman bunalıma girecek, psikolojisi bozulacak da birine zarar verecek diye mi bekleyeceğiz?
……………………………………………………
Milliyet Gazetesi - 07.12.2017, Perşembe
07.12.2017