23.05.2021 / Işıl Özgentürk - Mafya Pornosu ve Bizim Tırsık Hallerimiz
…………………………
Evet, mafya pornosunu iştahla izliyoruz ama öte yandan özellikle “Marmara Denizi” ölüyor. Sevdiğim İspanyol şair Lorca bir dizesinde şöyle der: “Deniz bile ölür.” Evet, “Marmara Denizi” ölüyor ve bu ölümü hepimiz izliyoruz. Ne var mıdır, yok mudur bilemediğim “Çevre Bakanı”ndan ne de hepimizi turizm çalışanlarına taktırdığı maske aracılığıyla aşağılayan “Turizm Bakanı”ndan tek bir ses var. Oteller kralı “Turizm Bakanı”nı buradan uyarıyorum, arkadaşlarım bana Ege’de de ilerleyen deniz salyası fotoğraflarını gönderdi. Tayyip Erdoğan gibi seslenmek istiyorum: “Ey Turizm Bakanı! Deniz salyası senin otellerini es geçmez, millete maske taktıracağına şu salyayı nasıl yok ederiz ona bir çalış!” Benden söylemesi, epey zarar edebilirsiniz.
Peki, bu deniz salyası nedir? Biraz araştırdım, efendim denizlerde gözle görülmeyen organizmalar yaşıyor ve bunlar kullandığımız oksijenin önemli bir kısmını oluşturuyor. Dev balinalar da bunlarla besleniyor. Yani gözle görmesek bile balinaları doyuracak kadar çoklar. Ancak bu organizmalar, deniz kirlendiğinde yığınlar halinde çoğalıp ölmeye başlıyor. Ölürken de azot ve fosfor üretiyorlar. Ve deniz usul usul ölmeye başlıyor. Midyeleri kuşatıyorlar. Balıkların oksijensiz kalıp ölmelerine neden oluyorlar. Şimdi gelelim Mudanya sahilini, adaların silme çevresini, Bostancı sahilini bir bataklık haline getiren deniz salyaları neden çoğaldı ve bu mikroorganizmalar neden ölüyor? Ne yazık ki bu sorun uluslararası. “Tuna Nehri” kıyısında var olan ülkeler, tüm sanayi atıklarını Tuna’ya boşaltıyorlar, oradan Marmara’ya geliyor, biz de İzmit, Bursa, İstanbul sanayi bölgesinin tüm atıklarını Marmara’ya boşaltıyoruz. Eh her oluşumun bir kapasitesi vardır. Artık bu kapasite doldu ve “Marmara Denizi” ölüyor. Zaten Karadeniz’in ölümünü yaşamıştık. Şimdi sıra Marmara’da.
Biz mafya pornosuyla oyalanırken denizler ölüyor. Ekoloji derneklerinin, Marmara’da yazlığı olanların, balıkçıların, midyecilerin sokaklara dökülmesi gerekirken, ortalık suspus. Zaten devlet var mı, yok mu o da belli değil. Tam bunları yazarken Ataol Behramoğlu’nun bir şiir başlığı aklıma düştü. “Ne çok hain.” Evet, ne çok hain.
…………………………
Cumhuriyet Gazetesi - 23.05.2021, Pazar
23.05.2021