11.11.2019 / Çiğdem Toker - TBMM Kirletme İzni Verecek mi?
Türkiye’de kömüre dayalı termik santrallerin önemli kısmını özel sektör işletiyor. Özel sektör soyut bir kavram değil. Çoğu adını sık duyduğumuz şirketler. Ama her vatandaş her şeyi bilmek durumunda değil.
“Türk Hazinesi”nin elektrik alım garantisi karşılığında kim neyi işletiyor bakalım: “Sivas Kangal”, “Soma Termik Santralleri”ni “Konya Şeker” işletiyor. (“Konya Şeker”i “Anadolu Birlik Holding” özelleştirmeden almıştı. “Torku”nun da sahibi.)
“Muğla Yeniköy” ve “Kemerköy” santrallerini “IC-Limak”, “Zonguldak Çatalağzı” santralini “Bereket Enerji”, “Afşin-Elbistan A”, “Kütahya Tunçbilek Santrali” ile “Seyitömer Santralleri”ni “Çelikler Enerji”, “Çanakkale Çan Santrali”ni “EÜAŞ”, “Çayırhan Santrali”ni “Park Teknik” işletiyor.
Hatırlatmamın nedeni şu: Bu hafta “TBMM Genel Kurulu”nda torba kanun teklifi görüşülecek. İçinde birbirine benzemez kanun maddeleri bulunduran bütün torbalar gibi bunda da “havayı kirletme izni” olarak anılan madde yer alıyor.
Özü şöyle: Ülkenin en eski ve kirli santralleri nefes aldığımız havayı, yüce Meclis üzerinden iki buçuk yıl daha kirletmek istiyor. Çünkü yapmaları gereken yatırımları yapmamışlar.
İster Türk sermayesinin iktidar üzerindeki gücü deyin, ister iktidar partisinin sermayeye bağımlılığı sonuç değişmiyor. Kömüre dayalı 15 termik santrale dördüncü defa havayı kirletme izni verilme ihtimali yüksek. Olan bizlerin sağlığına ve bütçesine olacak.
Aynı düzenlemeyi içeren metin, geçtiğimiz Şubat ayında bütün partilerin ortak kararı, uzlaşısıyla geri çekilmişti.
İş iktidar partisinden “bağladıkları” halde yasama faaliyeti gibi görünecek olan metin “TBMM”den geçerse, bu santraller, 2022 ortasına kadar hepimizin, çocuklarımızın sağlığını, bitki örtüsünü tarımsal üretimi tehdit edecek. Mutfağımıza giren sebzelerin üzerine kül yağmadığından emin olamayacağız.
Hem kirletip hep teşvik almak
Türkiye’de “Yeşil Barış” adıyla faaliyet gösteren “Greenpeace”in bu konuda idare mahkemesinde açılmış davası sürüyor. Dava dilekçesinde çevre yatırımı yapmayan, filtre takmayan bu santrallere “TEİAŞ Yönetmeliği” kapsamında ciddi teşvik ödemeleri yapıldığı belirtiliyor. Dava dilekçesinden bir bölüm:
“Kapasite Mekanizması Yönetmeliği”ne dayanılarak 2018 ve 2019 yılında, davalı idare “TEİAŞ”ın uygulama kararlarıyla ciddi oranda kamu kaynağı teşvik ödemesi yapılmaktadır. Şöyle ki 2018 yılında;
Sadece yerli kömür kullanan santrallere verilen teşvik miktarı toplam: 655 milyon 402 bin TL’dir.
Hem yerli hem ithal kömür kullanan santrallere verilen teşvik miktarı toplam: 18 milyon TL’dir.
Çevre yatırımı yapmamış, bacasına filtre takmamış santrallere verilen teşvik miktarı toplam: 535 milyon 711 bin TL’dir.
Yani yıllardır çevre yatırımı yapmayan, bacasına filtre takmayan, bulundukları bölgede ciddi hava kirliliği, hava kirletici limit aşımlarına neden olan santrallere ödül gibi bir de, 2018 yılında toplam, 535 milyon 711 bin TL tutarında kamu kaynaklarından ödeme yapılmıştır.”
Nasrettin Hoca misali
Yasa teklifindeki ilgili madde, meselenin geçmişini bilenler için dalga geçer gibi. “Elektrik Piyasası Kanunu”nun geçici 8. maddesi değiştirilecek. Mevcut maddede (kamu-özel) elektrik üretim şirketlerine çevre mevzuatına uygun yatırım için 31 Aralık 2019 tarihine kadar süre tanınıyor. Yani bu şirketlerin, santralleri zarar vermeyecek hale getirmek için bir buçuk ay zamanları kalmış durumda. Gerçekten niyetleri olsa bu yatırımı çoktan yapmış olurlardı. Ancak yatırımların maliyeti ve onların kullandığı enerji, şirketlerin kasasından biraz para çıkmasını gerektirdiği için gönül indirmiyorlar.
Yasa geçerse, 2022’ye kadar yapacaklar bu yatırımları. Bunun için de 30 Haziran 2020’ye kadar iş planı sunacaklarmış. Nasrettin Hoca’nın dikenli tellere takılan koyun tüylerini eğirip satarak alacaklısına borç ödeme sözü vermesine benziyor. Kaldı ki yazın bir kenara, bu iş 2022’ye kadar da bitmez.
Anayasa Mahkemesi Kararına Rağmen
Çevre mevzuatına uyum yatırımı yapmayan bu santrallere altı yıldır ek süre veriliyor. “Anayasa Mahkemesi”nin iptal kararlarını umursamadan.
Geçtiğimiz günlerde “Temiz Hava Hakkı Platformu”, (Türk Tabipleri Birliği, TEMA Vakfı, Greenpeace Akdeniz, HEAL, 350.org, WWF-Türkiye, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği ve Türk Toraks Derneği gibi çevre ve sağlık alanında çalışan 17 kuruluş üye) bu yeni yasanın yol açacağı sağlık sorunlarına dikkat çeken bir açıklama duyurdu. Söz konusu maddenin kabul edilmemesini istedi.
Sözcü Gazetesi - 11.11.2019, Pazartesi
11.11.2019