12.07.2018 / Mecit Ünal - ‘Fikri Hür, İrfanı Hür, Vicdanı Hür’
Yaz kış yeşil kalan az sayıdaki ağaçtan biridir zeytin ağacı. Yaşı bin yılı aşmış zeytin ağaçlarına rastlanmıştır. Ben dokuz yüz yaşında bir zeytin ağacıyla karşılaştım. Zeytine “ölmez ağacı” denilmesi boşuna değil.
Zeytin ağacının mucizesi, çekirdeğindeki hayat kodlarının bir kuşun kursağında çözülmesindedir. Üveyiğin kursağından geçen çekirdek toprakla buluştuğunda çimlenip kök salacak, uzun ve çetin bir yaşama uğraşısına girişip ölümsüzlük kazanacaktır.
Zeytin ağacı her yıl iki sürgün verir. Biri aşı yerinin hemen altından, gövdenin dipteki delice kısmından, diğeri üstünden. Delice kısmı zeytin ağacının dinamosu, motoru, makine dairesidir. Ağacı besler, büyütür, ayakta tutar. Dip sürgünler alınmazsa ağaç deliceleşir. Ama üst dallar budanmazsa da bu kez verimden düşer ağaç, ürün de yabanıllaşır. Zeytin ağacı budandıkça gençleşen, gençleştikçe verimlileşen hemen hemen tek ağaçtır. Zeytin çiftçisi bunu düzenli olarak her yıl yapmak durumundadır. Budama zeytin ağacının dostudur.
Zeytin ağacının düşmanı çoktur oysa. Zeytin sineğinden yaprak bitine, kanserden mantara pek çok hastalık belası vardır zeytin ağacının başında, bunlarla mücadele edilebilir gene de... Ama kömürlü elektrik santralları, taş ve mermer ocakları, altın madenleri, “HES”ler, “RES”ler, “JES”ler zeytin ağacının günümüzdeki baş düşmanlarıdır. Bir gecede binlerce zeytin ağacını dibinden kesip katledebilirler ve bunu -Soma/Yırca’da olduğu gibi- yapmaktadırlar.
………………………………………………
Aydınlık Gazetesi - 12.07.2018, Perşembe
12.07.2018