03.02.2017 / Yusuf Yavuz - 2 Balıktan Birini Kaybediyoruz!
Türkiye’nin son 60 yılda "Marmara Denizi"nden daha büyük sulak alanlarını kaybettiği ve bunun balık türlerini tehdit ettiği öğrenildi.
“Doğa Derneği Koruma Programı” Koordinatörü Itri Levent Erkol, “2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü” nedeniyle yaptığı açıklamada, Anadolu’da yaşayan balık türlerini yitirdiğimize dikkat çekti. Erkol “Dünyada sadece Anadolu’da yaşayan 54 iç su balığı var ve Anadolu’da yaşayan her iki balıktan birini kaybetmek üzereyiz. Balıklar bize yok olan sulak alanlarımızı, kirlenen su kaynaklarımızı, kurutulan sazlıklarımızı, ölen kuşlarımızı, bitkilerimizi, hayvanlarımızı anlatıyor. Bu yaşanan sadece balıkların değil, hepimizin kıyameti. Betonun kutsandığı ve insanın doğadan koptuğu bir çağ yaşıyoruz” dedi.
82 Balık Türümüz Tehlikede
Türkiye’de 14’ü “Ramsar Alanı” kapsamında, 135 sulak alan bulunuyor. Ancak canlı ve insan yaşamı için oldukça önemli olan bu alanlar hızla yok oluyor. Son 60 yılda kaybedilen sulak alanların büyüklüğü “Marmara Denizi”nden fazla. İnsan baskısı, kirletici sanayi, havaalanı, otoyol, plansız gölet inşası ve denetimsiz tarım gibi pek çok etken doğal sulak alanların sonunu getiriyor.
“Doğa Derneği” tarafından yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Uluslararası Doğa Koruma Birliği’ (IUCN) tarafından hazırlanan ‘Doğu Akdeniz’de Tatlısu Biyoçeşitliliğinin Durumu ve Dağılımı’ raporuna göre Türkiye, en fazla tür yok oluşunun yaşandığı ülke. Anadolu’da her biri küresel ölçekte bir panda ya da bir leopar kadar önemli 82 ayrı balık türü fark edilmeden yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Pek çok iç su balığı, gölleri veya akarsuları besleyen pınarlarda ve kapalı göl havzalarında yaşıyor. Pınarlara moloz dökülmesi, zehirlenme, hidroelektrik santralleri, su sistemine yapılan diğer müdahalelerle yaşam alanlarını yitiriyorlar. Dünya ölçeğinde tehlike altındaki bu 82 türe önümüzdeki yıllarda 21 türün daha eklenmesi bekleniyor. Bu bilgi onlarca türün henüz keşfedilmeden yok olduğunu da anlatıyor. Balıkların yaşayamadığı bir dünyada insan da barınamaz. Yaşam için suyun korunması önceliğimiz olmalı.”
Öte yandan “Dünya Sulak Alanlar Günü” nedeniyle bir açıklama yapan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun, “Bugüne kadar yarım milyon hektardan fazla yapay sulak alan tesis ettik. Bu çerçevede yapılan barajlar yaban hayatı için son derece önemli habitatlardır” demesi tepki çekti.
“Vahim Tablonun Kanıtı”
“Isparta Yukarı Köprüçay Havzası Koruma Platformu”ndan yapılan açıklamada, “Popülizm uğruna ve plansızca yapılan göletler, ülkenin dört bir yanında doğal akarsu ve göllerin yok olmasına neden olmuştur. İllerin plaka numarasına göre gölet yapmayı maharet sayan anlayışla Türkiye’nin su kaynaklarının korunması ve geleceğe aktarılması mümkün değildir” denildi.
Aydınlık Gazetesi - 03.02.2017, Cuma
03.02.2017