12.02.2014 / Yusuf Yavuz - Önlem Alınmazsa Semenderler Yok Olacak
“Antalya Demre Çayı Vadisi”ndeki mermerci kıyımına tepki gösteren “Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Ana Bilim Dalı” öğretim üyesi Prof. Dr. Bayram Göçmen, bölgede yaptığı arazi çalışmalarının ardından, nesli yok olma tehlikesi altında bulunan “Finikeli Kara Semenderi”nin (Lyciasalamandra luschani finikensis) mermer ocaklarının tehdidi altında olduğuna dikkat çekti. Yetkililere seslenen Göçmen, alanda önlem alınmazsa bu hassas türün sonsuza kadar yok olacağı uyarısında bulundu.
Yüzde 5 Mermer İçin Antalya’nın Dağları Yok Ediliyor
3 bin 500’den fazla taş ve mermer ocağı ruhsatı verilen Antalya’nın dağları madencilik adı altında delik deşik edilirken, milyonlarca yıllık doğa mirası da yokoluyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın verdiği bilgilere göre, madencilik faaliyetleri için Antalya genelinde verilen ruhsatların kapsadığı alan yaklaşık 5 bin 498 kilometrekare. Bu oran, Antalya ilinin toplam yüzölçümünün dörtte birinden fazla alanı kapsarken, İstanbul başta olmak üzere birçok ilin yüzölçümünden daha büyük. Ancak ham madde olarak çoğunlukla yurt dışına satılan mermer ve taş işletmeciliğinde çıkartılan malzemenin yalnızca yüzde beşi kullanılabiliyor. Geriye kalan yüzde 95’i “pasa” olarak adlandırılan bir nevi moloz olarak dere yatakları ve ormandan kiralanan alanlara dökülüyor.
Bakanlık Yeni Başvuruları Onaylıyor
Bir nevi büyük tahribatlara neden olarak dağlardan çıkartılan bir tonluk mermerin yalnızca 50 kiloluk kısmı işe yarıyor. Hal böyleyken “Antalya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü”nün il genelinde faaliyet gösteren taş ocaklarının kapasite arttırımı başvurularını onaylayarak “ÇED Gerekli Değildir” kararı vermesi eleştiri konusu oluyor.
Enerji Bakanlığı Katkı Payını Düşünüyor
Sektörün dışında eleştirilen kurumlardan biri de maden ruhsatlarının sorumlu olduğu “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı”. Bakan Yıldız’ın verdiği rakamlara göre, 2011 yılında Antalya genelindeki madencilik faaliyetlerinden alınan devlet hakkı 3 milyon 297 bin 095 TL’yi buluyor. Ancak bakanlığın eleştirildiği yer tam da burası. Kimi uzmanlara göre sahada yaşanan geri dönüşümsüz tahribattan habersiz olan bakanlık, yalnızca sektörden alacağı katkı payını düşünüyor.
Onbinlerce Hektar Alanı 2 Memur Denetleyebilir mi?
İşin ehli olmayan pek çok firmanın salt karlı bir alan olduğunu düşünerek girdiği sektördeki denetimsizlik en çok da orman camiasını zora sokuyor. Zira kimi alanlardaki orman şefliklerinin sorumluluk alanı 30 bin hektarı buluyor ve onlarca maden ruhsatı bulunan bu alana bakacak yalnızca iki orman muhafaza memuru bulunuyor. Ormanlardan su kaynaklarına, biyolojik çeşitlilikten insanların yaşam alanlarına, tarihi ve kültürel mirastan tarım arazilerine kadar uzanan geniş bir yelpazede büyük yıkımlara neden olan taş ve mermer ocaklarının en çok tahrip ettiği alanlardan biri de Antalya’nın Demre ilçesindeki “Demre Çayı Vadisi”.
“Demre Çayı Vadisi” Hayalete Döndü
“Dirgenler köyü” ile “Myra” antik kenti arasındaki vadi boyunca 2004 yılından bu yana faaliyet gösteren çok sayıdaki mermer ocağının yarattığı tahribat görenleri hayrete düşürüyor. Barındırdığı biyolojik zenginliği ile Türkiye’nin önemli doğa alanlarından biri olan “Demre Çayı Vadisi”, vadi boyunca sağlı sollu açılan mermer ocakları nedeniyle adeta “hayalet nehir” görünümünde.
Prof. Dr. Bayram Göçmen: “Likya Semenderi Tehlikede”
“Demre Çayı Vadisi”ndeki mermerci kıyımına tepki gösteren “Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Ana Bilim Dalı” öğretim üyesi Prof. Dr. Bayram Göçmen, bölgede yaptığı arazi çalışmalarının ardından, nesli yok olma tehlikesi altında bulunan “Finikeli Kara Semenderi”nin (Lyciasalamandra luschani finikensis) mermer ocaklarının tehdidi altında olduğunu dile getirdi.
“Demre’deki Tahribat İki Kat Artmış, Acil Önlem Alınmalı”
“Demre Çayı Vadisi”nde neredeyse her iki kilometrede bir mermer ocağı faliyeti bulunduğunu belirten Prof. Dr. Bayram Göçmen, bu faaliyetlerin endemik ve hassas bir tür olan “Finikeli Kara Semenderi”ni tehdit eder boyuta ulaştığının altını çizerek, “Geçtiğimiz yıl yayınladığımız uluslarası bir makalede buradaki duruma dikkat çekmiştik. Ancak bu yıl maalesef bu tahribatın çok daha artarak iki katına çıktığını gördük. Kanyon içinde neredeyse ellenmedik yer bırakılmamış. Bir kez daha yetkilileri acil ve etkili önlemler almaya davet ediyorum” çağrısında bulundu.
“Önlem Alınmazsa Tür Sonsuza Kadar Yok Olabilir”
Bölgede Fethiye Saklıkent, Kaş Kıbrıs Kanyonu ile Bezirgan ve Çavdır köyleri, Demre Kanyonu çevresi, Finike Belören ve Boldağ’ın yanısıra Kumluca Adrasan civarında yayılış gösteren kara semenderinin, karstik zeminde varlığını sürdürdüğünü kaydeden Göçmen, “Mermer ve taş ocakları da karstik arazide açılıyor. Bu nedenle kaya çatlaklarının arasında gizlenerek yaşayan ve oldukça hassas bir canlı olan türün binlercesi mermercilik faaliyetleri yüzünden ölüyor olabilir. Eğer bu konuda bir önlem alınmazsa bu tür sonsuza kadar yok olabilir” uyarısında bulundu.
Aydınlık Gazetesi - 12.02.2014, Çarşamba
12.02.2014