19.01.2017 / Rıza Zelyut - Kırmızı Işıktaki Sokak Köpeği
(Aşağıdaki bölüm, Cuma yazımın sonunda yer alıyordu. Frankfurt’tan mesaj yollayan yazar Selçuk Ülger, “Çehov öykülerini aratmayacak kadar güzel” deyip genişleterek yeniden yazmamı istedi ve “Bu bir okur fermanıdır” diyerek bize kaçacak yer bırakmadı. Tanık olduğum o küçük öyküyü bir kez daha aktarıyorum.)
İnsanların karıncalar gibi koşuşturduğu kaldırımda birbirimize çarparak kavşağa vardık. Kırmızı ışık yandı; beklemeye başladık.
Gerilerden bir sokak köpeği geldi, aramıza girdi. Kimsenin ona aldırdığı yoktu ama o bize aldırıyordu. Bir sağa bir sola baktı; o da beklemeye başladı.
İçimden ona bir aferin çektim. Sonra da atalarımızın hayvanlarla iç içeliği geldi geçti aklımdan. Bir anda, sokak köpeklerini beslemek için vakıf kuran o hayırseverleri, omuzundaki çengelli ağaca ciğer asarak bunu sokaklardaki köpeklere üleştiren eski dedelerimizi bile andım.
Ben bunlara dalmış iken geriden 20 yaşlarında sakallı iki genç geldi. Aramızdaki köpeği birisi ayağıyla dürttü; sonra kendilerini yoğun trafiğin içine attılar. Çalınan kornalara aldırış etmeden, hatta o sürücülere yumruk göstererek karşıya geçtiler. Bu kural dışılığı görüp “Benim onlardan neyim eksik?” der gibi taşıtların arasına girmeye kalkışan bir iki genç, korna baskını yeyince bozguna uğramış gibi geri çekildiler.
Bu sırada köpeği de kolaçan ediyordum. Başı yerde, kulakları hafif hafif oynamakta... Yola dalmaya çalışanlara şöyle bir baktı. Sanki “Ayıp, ayıp” der gibiydi...
Yeşil ışık yandı; biz yürüdük, o da aramıza katılıp ilerledi, karşıya geçtik. Köpek kulaklarını biraz daha belirgince oynatarak tin tin yürüdü. Geriden, genç bir anne gibi durmaktaydı.
Işığı çiğneyerek aceleleri varmış gibi karşıya geçen o iki genç, sağda durmuşlar, birbirleriyle şakalaşmaktaydılar. İkide bir de gökyüzüne doğru, oradaki hayali birilerine küfrediyorlardı.
Köpek yanlarından, sanki kulaklarını tıkamak istermişçesine başını biraz eğerek geçti, gitti.
Bir günümüzün o iki gencine baktım bir de o köpeğe... Aklıma “Yeni Türkiye” dedikleri iş geldi, “2023 Projesi” geldi. Sonra bu projelerin yetiştirdiği gençlere bir daha baktım. Kapkara iki surattan başka bir şey göremedim.
Artık görünmez olan sokak köpeği sanki yanımdaymış gibi sevdim onu:
- “Aferin sana kızım, aferin!”
………………………………………………………………
Aydınlık Gazetesi - 19.01.2017, Perşembe
19.01.2017